Tunus’tan Paris’in kenar mahallelerine göç etmiş Yahudi bir ailenin kızı olan Laura’nın, Müslüman Djamel’e âşık oluşunun anlatıldığı film, Cannes Film Festivali’nden SACD Screenwriting Award’a sahip. Laura, Ortodoks Yahudi ailesinin aksine, felsefe okuyan ve hayat hakkında daha farklı düşüncelere sahip genç bir kadındır. Felsefe eğitimiyle öğrendikleri ve mensup olduğu dinin buyrukları arasında sıkışıp kaldığı bir dönemde, birlikte çalıştığı Müslüman bir erkek olan Djamel’le birbirlerine âşık olurlar. Filmde hikâye bu olmasına karşın dini baskılar altında kadınların cinsel arzuları, günlük yaşam pratikleri gibi konular da yoğun biçimde işlenmiştir. Laura’nın aşırı dindar bir kadın olan kardeşi Mathilde’in, eşiyle ilişkisinin dini korkular sebebiyle nasıl şekillendiği de filmdeki temalardan biridir. Ayrıca filmdeki örneğiyle, göçmen azınlık toplumların maruz kaldığı şiddete de kısaca değinildiği söylenebilir. Ama filmin temelinde, dini pratiklerle şekillenen azınlık gruplardaki kadınların iç dünyasında yaşadığı problemler izlenebilir.