Taipei’de modern şehir hayatının tam göbeğinde bir aile… Hislerini kaybetmiş bir baba, sürekli sızlanan mutsuz bir anne, aşkı keşfetmeye çalışan ama ürkek bir kız kardeş, koma halinde büyükanne, bir de hayatı aslında hepsinden daha iyi anlayan küçük Yang-Yang… Etraflarında da sürekli borç alıp iş batıran akrabalar, onların histerik sevgilileri, yanlış yatırım yapan iş ortakları, acıyı kutsayan ergenler… Bu kaosun ortasından fırlayan karakterlerin tümü doğru yaşamın bu olduğunu, daha fazla çaba gösterirlerse mutlu olacaklarını düşünüyorlar. Ta ki her denemeden sonra düştükleri boşlukta hayatın anlamını sorgulayana kadar. Özellikle Yang-Yang, zihninin temizliğinden olsa gerek, basit ve çocukca sorularla onları yere seriyor. Tayvan Yeni Dalgası’nın önemli ismi, “Yi Yi” ile Cannes’da “En İyi Yönetmen” ödülü alan Edward Yang bu çok karakterli, dağılmaya müsait hikayeyi o kadar derli toplu anlatıyor ki, sonunda değer yargılarınız yerle bir oluyor ve filmin asıl karakterinin kendiniz olduğunu anlıyorsunuz.