Fil’m Hafızası Sunar: Arabesk Gecesi etkinliğimizin ev sahibi, hayali Sebastian’ın hakiki arkadaşı, Küçük Prens’in askeri, Michel Gondry ve Yılmaz Güney’in fahri öğrencisi Türkiye’nin en yetenekli kadın fotoğraf sanatçılarından biri olan Dilan Bozyel ile ilham perileri, hayat okulunun baş öğretmenleri , hayalleri ve gerçekleri üzerine sinemasal bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifle okuyunuz.
“Benim kutsal kılavuzlarım romanlar, şiirler, şarkılar, filmler, fotoğraflar, resimler” diyen biri olarak kutsal kılavuzlarından dört filmin adını bizimle paylaşır mısın?
Hmm o kadar zor geldi ki dört tane seçmek. İlk aklıma gelenlerden sıralarsam; Science of Sleep, Fur, Donnie Darko, He Loves Me He Loves Me Not. Ama bunları sıralarken aklımdan Trainspotting’ den Eşkıya’ ya Anlat İstanbul’ a dek bir liste geçti.
Yedi yaşında TRT Çocuk Radyosu’nda seslendirme yapmaya başlamışsın. O günlerden aklında kalan bir replik var mı? Seslendirmeyi en çok sevdiğin karakter nedir?
“Merhaba sevgili arkadaşlar! Yepyeni bir programda tekrar birlikteyiz. Bugünkü programımızı TRT Ankara Stüdyosu Çocuk Korosu ile açıyoruz. Sırada müziğimiz var.” (kabus gibi loopa alıyor beynim bu repliği hep)
Yeşilçam filmleriyle büyüdüğün için verem olduğunu söylüyorsun. En sevdiğin Yeşilçam filmi hangisi? Yeşilçam deyince aklına ilk gelen kadın/erkek oyuncular kimler?
Gülşen Bubikoğlu! Tarık Akan! Ediz Hun! Türkan Şoray! Filiz Akın! Hülya Koçyiğit! Farklı isimler mi beklediniz yoksa?
Kendini hayat okulunun öğrencisi, Yılmaz Güney’i ve Michel Gondry’i de bu okulun başöğretmenlerinden ikisi olarak görüyorsun. Bu ikiliden neler öğrendin?
Belki özetlersem şöyle diyebilirim; Sanatla ilgilensin ya da ilgilenmesin, şu hayattan geçen herkes, kendi yolunda beynini kafatasından çıkarıp yememek için sürekli sorularına cevaplar arar. Ve o yoldan önceden geçmiş insanlar, kılavuz zannedilir. Bir nevi kılavuzdur da aslında, fakat birebir cevaplar asla ama asla kimsede yoktur. Slyvia Plath okursun, sonra Furuğ Ferruhzad okursun, ardından Frida Kahlo okursun.. Bir bakarsın dünyanın üç farklı yerinden, üç farklı zamandan bu üç insan seninle benzer sorunlar yaşamış. Benzer hisler hissetmiş. Bambaşka bir alanda olabilir, başarılı bir ticaret adamı olmak isteyen kişinin Sakıp Sabancı’ nın hayatını okuması gibi. Ama direkt kılavuz veya idol belleseydim hayat okulu öğretmenlerimi, tahminen 27 yaşımın en eğlencesiz hissiyle, 1 Temmuz 2013′ de Paris’ te intihar etmiştim. Bir nevi arkadaşça öğretmenler onlar bana 🙂 Neyse işte konuyu Yılmaz Güney ve Michel Gondry’ den uzaklaştırdığıma göre onlardan doğru şeyler öğrenmişim.
ZET ( Zihinsel Engelli Tiyatro ) oyuncu portreleri, Babam Beni Sevmiyor gibi birçok sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdin. Bu alanda yeni projelerin olacak mı?
Olacak umarım. 2012′ de yunus parklarının kapatılması için tüple 14 saat sualtında kalarak hazırladığım bir çekim üzerine çalışmıştım bir hayvan derneğiyle ama çekimi altın gününe çevirip amaçlarının yararlı bir şey yapmak değil ünlülerle yan yana fotoğraf çektirip arkalarından dedikodu yapmak olduklarını gördüğümde projeyi iptal ettim. Dolayısıyla yunuslarla ilgili bir çalışma yapmak istiyorum doğru zamanda, eğitimli ve temiz kalpli insanlar ile. Ama önce mevcut projelerde güzel yapıcı adımlar atıldığını görmeliyim ki görevimi tamamlayarak diğer sorunlar üzerine yoğunlaşabileyim.
Bir barda sohbet etmek istediğin kişiler arasında Woody Allen’ın olduğunu biliyoruz. Woody Allen’ın üvey kızının yaptığı açıklama bu isteğinde herhangi bir değişikliğe neden oldu mu?
Hayır. Hiç. Hafiften inandırıcı da gelmedi bana. Ama inanmıyorum diyerek kesip atmadım, burnumu sokmayacağım kadar özel, karışık ve altında bizi ilgilendirmeyen birçok şey yatan bir kişisel olay bu. O mektubu da haberden çok sonra denk gelip boş bir zamanımda okudum. Hem hiçbir şeyin filmlerinin mevcut başarısını değiştirmediği gerçeği de kenarda dursun ayrıca.
Mantıyı o kadar çok seviyorsun ki mantı mı Brad Pitt mi sorusuna mantı cevabını veriyorsun. Mantıdan daha çok sevdiğin bir aktör yok mu?
Aklımdan bir saniyelik Jon Hamm fotoğrafı geçti ama ı-ıh, yok.
Yeni Dalga akımının büyükannesi Agnes Varda, 20. Yüzyılın en iyi yönetmenlerinden Stanley Kubrick, kendine özgü tarzıyla dünya çapında adından övgüyle bahsedilen İranlı yönetmen Abbas Kiarostami ve Cannes Film Festivali’nde (2008) en iyi yönetmen ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan yönetmenliğin yanı sıra fotoğraf sanatçısı olmalarıyla da biliniyorlar. Sen sinema ve fotoğraf ilişkisini nasıl tanımlıyorsun? “Fotoğraf, sinemanın temelidir.” görüşüne katılıyor musun?
Kalp, sanatın temelidir-e katılıyorum. Oksijeni sanat olan insan kalbini hangi yolla açmak isterse açmalı. Gerisi hikaye. Sanatçı olmayan insanların, sanatçılar kadar önemli ve değerli sayılmak için ortaya yuvarladığı aforizmalar böyle beylik sözler -sanki.
Frida Kahlo ilham perilerin arasında. Yönetmenliğini Julie Teymur’un üstlendiği başrolde Salma Hayek’i seyrettiğimiz Frida filmini seyrettin mi? Bu filmde seni en çok etkileyen replik/sahne nedir?
Filmi izledim. Frida’ yı biraz ucuz yansıttıklarını düşünüyorum. Frida’ nın Diego’ yla olan videolarında Frida’ nın bakışları, yüzü, cool halleri, bin hikaye anlatan mimikleri yoktu Salma Hayek’ in performansında. Filmden aklıma yerleşen sahne pek yok, sonrasında screenshotları bloglarda dolaşmasa hiç hatırlamazdım hatta. Diego’ yu aşağıya çağırdığı bir sahne vardı, sözünü geçirmeye çalıştığı an. O geldi aklıma, bir de filmde kullanıldı mı hatırlamıyorum ama Frida’ nın ‘I paint flowers so they will not die’ sözü aklıma geldi şu an nedense.
Metin yazarlığını yaptığın ve yakın arkadaşın Mabel Matizle oynadığın kısa filmin Sen de Beni Seviyorsun Sebestian‘ın hikayesini anlatır mısın? Kimdir bu Sebastian?
Sebastian benim hayatımdaki tüm değerli erkek figürlerin toplamı. En yakın arkadaşımdan, babama, ameliyata girerken beni sakinleştiren doktordan, en sevgililerime kadar. Çocukluğumdan beri yanımda. Şu an odamızda daktilosunun başında Lou Reed dinliyor, daktilo tuş sesleri arasında duyabiliyorum…. Pecha Kucha etkinliğinin bir ayağı ‘Hayali Karakter Yaratmak’ idi. Solo34 ajanstan Sevgili Deniz Ungan aradı beni, anlattı eventi. ‘Sen de bir şeyler hazırlasan?’ dediğinde Sebastian’ ı anlatmanın vakti gelmiş meğer dedim, anlattım.
Sebastian sana “izle ve kendini bul” dediğinde ekranda hangi film vardı?
Bunu Sebastian’a sormalısın Yıldız’cığım, o doğru zamanı hazırlamıştır çünkü.
Neden “arabesk” bir projenin içinde yer almak istedin? Arabesk’i tek kelimeyle özetleyebilir misin? En sevdiğin arabesk filmin adı nedir?
Arabesk: Ciğer. En sevdiğim arabesk film: Hayat.
Ev sahipliğini üstleneceğin Arabesk temalı film gösterimi etkinliği ve ekibimize dair görüşlerini öğrenebilir miyiz?
Fil’m Hafızası’ nı seviyorum, net. Herkes öğrensin de kalabalıklardan eventten keyif alamayalım istemiyorum, net iki. Ekibiniz, vardır içinizde yaşadığınız sıkıntılar ama sisteminiz öyle güzel ki hiç tipik Türk işi değilsiniz, kalabalık olmanıza rağmen üstelik. Öncü, nasıl oluyor bu iş yahu? Arabesk temasını duyduğum anda biliyorsun, gözlerim parladı. Arabesk dünyanın her yerinde olan bir ‘duydu ‘duygu’. Thom Yorke, Amy Winehouse, Metallica, Leonard Cohen, Roger Waters bile şarkı sözleri çok arabesk. Shakespeare’ in Goethe, Rimbaud, Neruda bile arabesk! İşte bizler dünyanın temel taşı olan altkültüre arabesk demişiz biraz, doğu ülkesiyiz doğu kültürünün etkisinde şekillenmiş arabesk. İtiraf etmem gerekirse, arabeski aşağılayan insanlar yüzünden sevdim ben arabeski. İşin komiği de, şu bizim ülkedeki entel soysuz aristokratlara bir önceki sorudaki cevabımı (En sevdiğim arabesk film: Hayat.) bir Türkçe haliyle bir de Fransızca haliyle okutup Fransızca halinden ‘muazzam’ etkilenişlerini izlemek! Bunu deneyin, ben denedim çok eğlenceli oluyor.
Dolayısıyla daha ne isterim! Arabesk gecesine gelin sarılıp eğlenelim!
Dilan Bozyel’in resmi web sitesi: http://www.dilanbozyel.com/