Kutluğ Ataman’ın ilk sinema filmi olan Karanlık Sular, uluslararası platformda bilinen adıyla “The Serpent’s Tale”, karanlık sulara düşmüş bir yılanın gözleriyle geleceğin elim ve vahim hadiselerini anlatan bir yazmanın hikayesini öğreneceğimizi anlatan bir monologla başlar. İstanbul’un köklü ailelerinden Köprülü ailesinin üyelerinden Lamia’nın oğlu kayıptır ve suda boğularak öldüğüne inanılmaktadır. Lamia bu sancılı süreci yaşarken, oğluyla konuştuğunu iddia eden Amerikalı bir adam çıkagelir ve Lamia’ya oğlu Haldun’dan haber getirir. Fakat haber getirdiği dünya, vampirlerin ve zehirli bir arayışın dünyasıdır. Bir yanda ise oğlunu kaybeden anne ve annesini arayan çocuğun sanrıları her şeyi daha da gizemli bir arayış haline sokmaktadır. Hikayenin diğer tarafında ise, değişen İstanbul ve eskinin yok edilme süreci ve bu süreçle ilerleyen bir çatışma vardır. Türk sinemasında başarılı bir korku filmi örneği olarak akıllarda kalacak olan Karanlık Sular, izleyicileri gizemli bir deneyime davet ederken, bir film izlediğinin de bilincinde tutarak hikaye anlatıcılığını elden bırakmıyor. Film, Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde SİYAD’dan En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödülleri alırken, Ankara Film Festivali’nde de özel ödül almıştır. Ataman bu filmle bizi, hayatın, ölümün ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anladığımız İstanbul’un karanlık sularına doğru bir yolculuğa çağırıyor!