Ayakkabı boyacılığıyla geçinen ve en büyük arzusu kardeşi Jin-Seok’u üniversitede okutmak olan Jin-tae Lee’nin mutlu hayatı, Kuzey Kore-Güney Kore savaşı ile bozulur. Ailece güvende olacakları bir akrabalarının yanına gitmeye çalışırken, yaşı tutmamasına rağmen Jin-Seok askere alınır. Jin tae-Lee durumu anlatmaya çalışsa da başaramaz ve kardeşini korumak için onunla beraber savaşa gider. Kardeşini çatışmadan uzak tutmak için aldığı tüm görevlerde başarılı olmaya ve giderek rütbe almaya başlayan Jin-tae Lee, savaşa geliş amacını unutur ve giderek başarının esiri olmaya başlar. Günlük hayatta elde edemediği takdir ve başarı savaşla birlikte gelince, amacını unutan Jin-tae Lee giderek bir savaş makinasına dönüşmeye başlayacaktır. Başarılı hikayesi, güçlü oyunculukları ve prodüksiyonuyla dikkat çeken film, ideolojik meseleleri bir kenara bırakıp, savaşın insani ve psikolojik boyutundan bahseder. Arka planında “kardeş kavgası” teması üzerinden, Kuzey-Güney savaşını da anlatmayı ihmal etmeyen The Brotherhood of War, “savaş” kavramından öte “savaşmak” kavramını sorgulayan başarılı bir yapımdır.