The Square (Yön. Ruben Östlund, 2017)
Bir önceki filmi Force Majeure ile başyapıt seviyesinde bir filme imza atan, Ruben Östlund, son filmi The Square ile 2017 Cannes’da “Altın Palmiye”yi kucakladı. Başrollerinde Elisabeth Moss, Dominic West ve Claes Bang’in yer aldığı film, konuşma özgürlüğü, sanatsal özgürlükler, sosyal sansür vb. konuları İskandinav perspektifinde, politik ve sosyal bir çerçevede inceliyor. The Square bu yıl gerçekleşecek tüm festivallerin merakla beklenen filmlerinden.
Three Billboards Outside Ebbing, Missouri (Yön. Martin McDonagh, 2017)
Yönetmenliğini, In Bruges (2008), Seven Psychopaths (2012) filmleri ile tanıdığımız Martin McDonagh’ın yaptığı Three Billboards Outside Ebbing, Missouri (2017) bu yıl Adana Film Festivali’nin Uluslararası Uzun Metraj yarışma filmlerinden. Amerikan bağımsız sinemasının en güçlü kalemlerinden biri olan McDonagh, Three Billboards Outside Ebbing, Missouri ile Venedik Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü kucaklıyor.
İlk gösterimini eylülde Venedik, ardından Toronto Film Festivali’nde yapan film, kızı bir süre önce evlerine yakın bir yerde tecavüz edilerek katledilen bir anneyi gözlemliyor. Acılı anne Milfred, yetkililerin dikkatini çekebilmek için, karayolundaki üç ilan panosunu kiralıyor ve herkese meydan okuyor.
Milfred rolündeki Frances McDormand’ın muazzam performansı, son derece güçlü oyuncu kadrosuyla bu yılın kesinlikle kaçırılmaması gereken filmlerinden.
Loveless (Yön. Andrey Zvyagintsev, 2017)
Birbirlerine karşı nefretle dolu bir kadınla bir erkek ve arka odada, korku içinde gözyaşlarına boğulmuş çocukları: Loveless
Leviathan (2014), The Return (2003), The Banishment (2008) gibi güçlü filmlere imza atan başarılı yönetmen Andrey Zvyagintsev, yeni filmi Loveless ile Cannes’da Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Film çiftin çocuğunun ansızın ortadan kaybolması üzerine onu aramaya başlayan, boşanma arifesindeki karı-kocanın bezginlik ve pişmanlıkla yaralı çabalarının hikâyesini anlatıyor.
Adana Film Festivali’nin Uluslararası Uzun Metraj yarışma filmleri arasında yer alan Loveless, şiddetle, kavgayla ve sevgisizlikle yoğrulmuş, hayalleri kırılınca ağlamayı bile unutmuş bir toplumun portresini postmodern bilgi çağı filtresinden çiziyor.
Yağmur Karagöz