Yeni ünlenmeye başlamış Californialı bir rock grubunun solisti Louis (Jonathan Rhys Meyers) ile gelecek vadeden bir çellist olan Lyla (Keri Russell) New York’taki bir partide tanışırlar ve birbirlerine âşık olurlar. Fakat hayatlarının farklılığı sebebiyle isteseler de bir daha görüşemezler. Lyla, o geceden sonra hamile kalır ama tam doğum yaptığı gün bir kaza geçirir. Babası da kızının kariyeri sekteye uğramasın diye ona bebeğin öldüğünü söyler ve kızından habersiz, bebeği yetimhaneye verir. Lâkin Lyla bu travmayı kaldıramayıp müziği bırakır. Louis de bir anda grubu bırakarak beyaz yakalı olmaya karar verir.
Aradan 11 yıl geçer. Yetimhanede büyüyen Evan (Freddy Highmore) hep ebeveynlerinin onu almasını beklemektedir. Ama bu isteği bir türlü olmayınca yetimhaneden kaçarak onları aramak için New York’a gider. Sıra dışı müzik yeteneği önce bir dilenci taciri (Robin Williams) tarafından fark edilmesini, ardından annesinin de gittiği müzik okulu Juiliard’a özel öğrenci olarak girmesini sağlayacaktır. Bu sırada da Lyla ölüm döşeğindeki babasından gerçeği öğrenip Evan’ı aramaya başlarken Louis, New York’a tekrardan müzik yapmaya gelir.
Konusu fena hâlde Yeşilçam melodramı kokan August Rush, beklenmedik bir biçimde müzik ve sevgi dolu keyifli bir masala dönüşüyor.
[tooplay file=”http://filmhafizasi.org/videos/AugustRush.mp4″ type=”mp4″]