Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    2 gün önce
    Love, Rosie (2014)
    Romantik

    Love, Rosie (2014)

    Zeynep İlay Yalçın
    6 gün önce
    One of Them Days (2025)
    Komedi

    One of Them Days (2025)

    Yaşar Gülveren
    1 hafta önce
    Bone Tomahawk (2015)
    Western

    Bone Tomahawk (2015)

    Serkan Kalender
    1 hafta önce
    The Shrouds (2024)
    Bilim Kurgu / Fantastik

    The Shrouds (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    1 hafta önce
    Biz Radyoyu Çok Sevdik (2024)
    Belgesel

    Biz Radyoyu Çok Sevdik (2024)

    Tülay Işık Kalafat
    2 hafta önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    Ayvalık Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gereken Türkiye Prömiyeri Filmler
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri-2

    Tuba Büdüş
    2 saat önce
    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -1
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -1

    Tuba Büdüş
    1 gün önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Liste

    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor

    Nesrin Karadağ
    2 gün önce
  • HABERLER
    Adana Altın Koza’nın Özel Gösterim Programı Belli Oldu
    Haberler

    Adana Altın Koza’nın Özel Gösterim Programı Belli Oldu

    Nazlı Esen Albayrak
    5 dakika önce
    Mike Figgis: “Sette herkes Francis Ford Coppola’yı çok seviyordu”
    Haberler

    Mike Figgis: “Sette herkes Francis Ford Coppola’yı çok seviyordu”

    Evin Arslan
    11 saat önce
    Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin Açılış Günü Yoğun İlgi Gördü
    Haberler

    Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin Açılış Günü Yoğun İlgi Gördü

    Tuğba Uluay
    17 saat önce
  • KISA FİLMLER
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    1 hafta önce
    Pyskessa (2011)
    Kısa Filmler

    Pyskessa (2011)

    Zeynep Özaydın
    1 ay önce
    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)
    Kısa Filmler

    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)

    Deniz Tolga Güneysu
    4 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    2 gün önce
    Love, Rosie (2014)
    Romantik

    Love, Rosie (2014)

    Zeynep İlay Yalçın
    6 gün önce
    One of Them Days (2025)
    Komedi

    One of Them Days (2025)

    Yaşar Gülveren
    1 hafta önce
    Bone Tomahawk (2015)
    Western

    Bone Tomahawk (2015)

    Serkan Kalender
    1 hafta önce
    The Shrouds (2024)
    Bilim Kurgu / Fantastik

    The Shrouds (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    1 hafta önce
    Biz Radyoyu Çok Sevdik (2024)
    Belgesel

    Biz Radyoyu Çok Sevdik (2024)

    Tülay Işık Kalafat
    2 hafta önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    Ayvalık Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gereken Türkiye Prömiyeri Filmler
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri-2

    Tuba Büdüş
    2 saat önce
    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -1
    Ayvalık Film Festivali 2025

    Ayvalık Film Festivali Günlükleri -1

    Tuba Büdüş
    1 gün önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Liste

    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor

    Nesrin Karadağ
    2 gün önce
  • HABERLER
    Adana Altın Koza’nın Özel Gösterim Programı Belli Oldu
    Haberler

    Adana Altın Koza’nın Özel Gösterim Programı Belli Oldu

    Nazlı Esen Albayrak
    5 dakika önce
    Mike Figgis: “Sette herkes Francis Ford Coppola’yı çok seviyordu”
    Haberler

    Mike Figgis: “Sette herkes Francis Ford Coppola’yı çok seviyordu”

    Evin Arslan
    11 saat önce
    Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin Açılış Günü Yoğun İlgi Gördü
    Haberler

    Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin Açılış Günü Yoğun İlgi Gördü

    Tuğba Uluay
    17 saat önce
  • KISA FİLMLER
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    1 hafta önce
    Pyskessa (2011)
    Kısa Filmler

    Pyskessa (2011)

    Zeynep Özaydın
    1 ay önce
    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)
    Kısa Filmler

    Mattia Ahmet Minguzzi Belgeseli (2025)

    Deniz Tolga Güneysu
    4 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Ayvalık Film Festivali 2025

Ayvalık Film Festivali Günlükleri-2

Tuba Büdüş Tuba Büdüş
2 saat önce
Ayvalık Film Festivali 2025, Eleştiri - İzlenim
Okuma Süresi: 8 min
0
0
Ayvalık Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gereken Türkiye Prömiyeri Filmler
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Ayvalık Film Festivali’nin üçüncü günü de dopdoluydu. Cannes’da çok ses getiren ve Jüri Özel ödülünü kazanan Sirât ile Sound of Falling’in gösterimleri günün odak noktası oldu; seyircinin yoğun ilgisiyle salonlar tamamen doldu. Akşam, rüzgârın şiddetli estiği havaya rağmen amfideki gösterim de yoğun ilgi gördü; seyircinin enerjisi, gün boyu süren festival atmosferini bir üst seviyeye taşıdı.

Sound of Falling (Yön. Mascha Schilinski, 2025)

Sound of Falling, son yıllarda karşılaştığım en etkileyici filmlerden biri. Yönetmen, aynı aileden dört kuşak kadının hayatlarından kesitler sunarken, seyirciyi tek bir evin içindeki çoklu zamanlara yerleştiriyor. Film, hakkında hiçbir şey bilmeden izlenildiğinde neredeyse bir asır boyunca (yirminci yüzyılın başından yirmi birinci yüzyılın başına) farklı dönemlerde, farklı koşullarda aynı evde kalan kadınların takip edildiğini düşündürüyor. Bu da seyri nispeten kolaylaştırıyor ama bir noktadan sonra bu kadınların ortaklığının yalnızca mekân değil, aynı zamanda kan bağı olduğu fark ediliyor.

İzleme deneyiminin en çetin yanı burada başlıyor. Film, anlatım olarak seyirciyi zaten büyük bir sınava tabi tutarken, bir yandan da zihinlerde devasa bir soyağacını oturtma isteği doğuruyor. Yönetmen söyleşilerde akrabalık bağlarını çözüp çözmemenin gerekli olmadığını salık verse de filmin dünyasına tamamen kapılan seyircinin bundan kaçınması neredeyse imkânsız. Bir yanda bir yüzyıl boyunca kadınların benzer dertlerle yüz yüze oluşunun sızısı; öte yanda dönemsiz akan kurgunun (tarihsel bir sıralamaya yaslanmayan geçişlerin) yarattığı dağılıp gitme ihtimalini bastırma çabası… Sound of Falling, tüm bu dinamikleri başarıyla yönetebildiği için daha baştan çok kıymetli bir yere oturuyor. Filmin en etkileyici bir diğer mahareti ise ilk dönemi büyük ölçüde sırtlayan Alma isimli kız çocuğunun bakışını kurgu ve mizansenin merkezine yerleştirmesi. Bu tercih hem çok yerinde bir oyuncu seçimini, hem de çocuk oyuncu yönetiminde yüksek bir özeni işaret ediyor. Alma’nın gözünden, ölülerin fotoğraflanması ritüeliyle karşılaşmak özellikle bu pratiği hiç bilmeyen seyirci için sarsıcı bir pencere açıyor. Yalnız yaşayanların değil, ölmüş olanların ve ölümü seçenlerin de kadrajda yeniden varlık bulduğu anlar, filmin estetik planından etik bir yankıya dönüşüyor; görüntüler kan donduran bir dinginlikle seyircinin üzerine çöküyor.

Sound of Falling, evi yalnızca bir dekor olarak değil, zamanın katmanlarını üst üste bindiren bir hafıza kabuğu olarak kullanıyor. Kuşaklar birbirine değmeden, yine de birbirini yankılayarak akıyor; izleyici bir süre sonra “kim kimin nesi”ni çözmek kadar, bu yankılanmanın biçimini duymaya başlıyor. Bu akışın en hassas taşıyıcısı ise ses kuşağı oluyor. Ses, dönemler arası geçişlerde adeta görünmez bir dikiş görevi görüyor; ambiyans, oda sesi ve hedefli sessizlikler sahneler arasında sökülmeyen bir hat örüyor. İşte o anda film, aile ağacını bir yapbozdan çıkarıp ortak yaraların ve tekrarın haritasına çeviriyor.

Kendi adıma, perdeye kolumu uzatıp farklı dönemlerin kadınlarına dokunmak, her birinin acısına hiç incitmeden bir pansuman bırakmak istedim. Uzun zamandır böylesine pamuklara sarıp üzerine konuşurken bile özen göstermeye mecbur hissettiğim çok az film oldu. Filmi “aile dizimi”ne benzetmek mümkün; ama asıl etkisi, kolektif bilinçdışına (Jungcu anlamda müşterek imge/duygu havuzu) kulak kesilmesinde. Kadınların yükleri yalnız aktarılmıyor, aynı zamanda yeniden biçimleniyor; her kuşak, ötekinden aldığı acıyı başka bir ritüele, suskunluğa ya da isyana tercüme ediyor. Sound of Falling, hem biçimsel tercihleri hem de anlattıklarıyla gözümü kırpmadan “başyapıt” demek istediğim işler arasında.

Sirât (Yön. Oliver Laxe, 2025)

Ayvalık’taki Türkiye prömiyerinde izlediğim Óliver Laxe’in Sirât’ı, seyirciyi önce rave partilerinin içine fırlatıp ardından uçsuz bucaksız bir çölün “hayatta kal” buyruğuna teslim eden, keskin bir deneyim. Cannes’daki Jüri Özel ödülü bilgisi burada yalnızca bir veri olarak anılmalı zira filmi ikiye bölen tartışma, ödülden daha açıklayıcı. Kimileri onu soluksuz ve “fazla” bulurken ben ise duygusallığa alan açmayan, acımasız temposu nedeniyle beğendim.

Prolog sahnesi, iyi çekilmiş bir belgesel izlenimi veriyor: elektronik müzik, toz, ter, ritim… Kamera ise hızlıca seyircinin algısını rave’in ritmine odaklıyor. Bu uzun prolog, filmin dünyasını kurcalamak için gerekli; çünkü hikâye, kayıp bir kızın izini süren bir baba-oğulun peşine takılıp bir grup raver’la birlikte çöle düşüyor. Fakat yolculuk bir süre sonra amacını takip edemiyor. Zira kaybolanları bularak sayıyı arttırmak bir yana kayıplarla ilerleniyor. Bu nedenle bir süre sonra asıl belirleyici olan, yasın askıya alınışı oluyor. Çünkü kaybolanlar için üzülmeye, “ne oldu”yu düşünmeye fırsat yok; çölün kuralları yas ritüellerini iptal ediyor. Film bu noktada arayıştan hayatta kalmaya evriliyor; karakterlerin de seyircinin de geriye bakacak alanı kalmıyor. Gerginlik gözyaşına dokunsa da katarsise bağlanmıyor, yalnızca daha sert bir faza geçiyor.

Bu sertleşmenin biçimsel karşılığı ise oldukça net: Laxe, 16mm’nin granülü ve yakıcı ışıkla görüntüyü kıyamet-sonrası bir pürüzlülüğe taşıyor. Mauro Herce’nin görüntü yönetimi çölün genişliğini estetize etmiyor, boğucu bir açıklık gibi hissettiriyor. Ufuk bir vaade değil, bir sınava dönüşüyor. Ritmin omurgasını elektronik sahnelerden çöle sürüklenen ses tasarımı ve Kangding Ray imzalı müzik taşıyor. Rave’in ekstazı yerini nabız-ölçer bir inat ritmine bırakıyor. Bu müzikler, psikoaktif etkileri aratmayacak yoğunlukta; titreşim bedene değil, yaşamsal dürtüye yazılıyor. Bu arada, gerçek dünyada patlak veren üçüncü dünya savaşı arka düzlemde neredeyse hiç kesişmeden ilerleyen bir eşlikçi durumunda. Çölün dışına kaçmayı düşündüren her ihtimali dışarının cehennemvari hâli boşa düşürüyor; sığınak kalmadığında çöl bir eşik mekâna dönüşüyor. Duygusal ara ve etik mesafe arayan seyirci bu yüzden dışarıda kalabiliyor fakat bunun bir zaaf değil, bilinçli bir tercih olması daha büyük ihtimal. Sirât, “düşünmek için ara” vermiyor; düşünmeyi mecburen sonraya bırakıyor.

Kısacası Sirât, benim için bir yol filminden çok bir eşik filmi: içerden dışarıya, geceden gündüze, müzikten suskunluğa, arayıştan hayatta kalmaya geçen ince ve tehlikeli bir çizgi. Adı üstünde bir köprü filmi; dünyanın büyük kısmı tehlikelerle örülü cehennemken, belki iyi kurulmuş bir rave yahut kavuşmuş bir aile cennete benzeyebilir—ama film ne cenneti ne de cehennemi deneyimliyor; bizi hep o sırat köprüsünde tutuyor. Zira çölün dışındaki hayatın da alternatif yaratmadığını da eklemek gerek. Yeni bir dünya savaşının henüz başlamış olduğu da filmin farklı zamanlarında verilen bir detay. Film boyunca takip edilen komünite cennet ile cehennemi reddeden ince çizgide her şeye rağmen inatla ilerlemeye devam ediyor. Bu çizgi üzerinde ne kin tutmaya ne de “ben ne yapıyorum” demeye fırsat var. Kabul edenler için soluksuz ve sert; reddedenler için fazla. Hangisini deneyimleyeceğiniz tamamen size kalmış.

Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikâyesi (Yön. Tolga Karaçelik, 2024)

Tolga Karaçelik’in başrollerinde Steve Buscemi, John Magaro ve Britt Lower gibi isimlerin yer aldığı dördüncü uzun metrajı Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikâyesi bende mesafeli bir beğeni duygusu yarattı. Karaçelik’in Türkiye’deki kara komedi damarını ABD’ye ve İngilizce diyaloğa ve Hollywood’un tanınan simalarına taşıması bir meydan okuma olarak görülebilir. Tribeca’da dünya prömiyeri yapması da bu hamlenin görünürlüğünü artırdı. Oyuncu üçlüsü ise filmin en güçlü tarafı: Buscemi’nin kuru mizahı ve Magaro’nun kırılganlığı sık sık sahneleri sırtlıyor. Lakin tüm bunların yanında filmin aksayan noktaları var. Senaryodaki boşluklar, bunların en önemlisi. Ne yazık ki senaryodaki bu boşlukları, usta oyuncuların performansı bile kurtaramıyor. Çift arasındaki ilişkiye dair verinin oldukça yetersiz olması veya final sahnesinin seyirciyi yeterince hazırlamadan iştirak etmesi en önemli gedikler. Genel izlenim de “absürt mizahın” ve Buscemi–Magaro uyumunun filmi taşıdığı, ancak finalin ani kaldığı yönünde bir rota izledi.

Diğer yandan filmin evlilik krizini kuran dramatik damarı, yer yer yüzeyde kalıyor: yanlış anlaşılmalarla gelişen “hijinks”lerin ve evlilik alt metninin eksik işlendiğini; Fargo çağrışımlarına rağmen hınzır fikrin sarmal bir anlatıya dönüşemediğini söylemek mümkün. Parlak anlar, güçlü performanslar ve tek tek iyi fikirler var; fakat bu fikirler her zaman sahici bir duygu çizgisine bağlanamıyor. Yine de kara komedi meraklıları, özellikle Buscemi’nin ince ayarlı oyunculuğu ve tabii ki en önemlisi Karaçelik sineması hayranları için kaçırılmaması gereken bir deneyim.

O da Bir Şey Mi (Yön. Pelin Esmer, 2025)

Prömiyerini Roterdam Film Festivali’nde yapan Pelin Esmer’in her yeni filmi gibi O da Bir Şey Mi, Söke Film Festivali için kasabaya gelen ünlü yönetmen Levent ile kaldığı otelde kat görevlisi olarak çalışan genç Aliye’nin yollarının kesişmesi üzerinden şekilleniyor. Levent, Aliye’nin varlığından neredeyse habersizken, Aliye onun filmlerine ve dünyasına yakından aşina. Ancak bu karşılaşma, bir hayranın idolüyle yüz yüze gelmesinden çok daha fazlasına dönüşüyor: görünmez bir kadının kendi anlatısını kurma ve varlığını yeniden tanımlama çabasına.

Film, yalnızca konusu ya da karakter çatışmalarıyla değil, anlatım biçimiyle de dikkat çekici. Esmer’in mekân kullanımı ve tasarımı bir kez daha göz kamaştırıyor. Filmin neredeyse tamamının geçtiği otel, yalnızca bir arka plan değil; karakterlerin iç dünyalarıyla sürekli etkileşim hâlinde yaşayan bir anlatı mekânı. Bu mekâna eşlik eden renk paleti ise hem görsel bütünlüğü destekliyor hem de hikâyenin duygusal katmanlarını derinleştiriyor. Oyunculuklar son derece güçlü; karakterler itinayla işlenmiş, aralarındaki ilişkiler doğal bir inandırıcılıkla kurulmuş. Esmer’in hikâyeyi katman katman açma biçimi, izleyiciyi her seferinde yeni bir duygusal ya da düşünsel düzleme davet ediyor. Yan karakterler dahi işlevsel olmanın ötesine geçip anlatının dokusunu zenginleştiriyor. Filmin hiçbir anı sarkmıyor; anlatı ritmini koruyarak akıyor.

Esmer, bu filmde yalnızca güçlü bir kadın karakter yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda erkek bakış açısının hâkim olduğu sinema diline de zarif ama keskin dokunuşlarla karşı koyuyor. Levent’in temsil ettiği erkek auteur figürü, Aliye’nin sessiz ama kararlı bakışıyla yeniden şekilleniyor. Film boyunca yer alan küçük jestler, bakışlar, suskunluklar bu eleştirinin taşıyıcısı hâline geliyor. Esmer, erkek egemen anlatıların görünmez tekrarlarını yerinden ederek izleyiciyi alttan alta bir yüzleşmeye çağırıyor. Ve tabii ki, Pelin Esmer sinemasının alâmetifarikası olan kadın merkezli bakış burada da güçlü bir şekilde hissediliyor. Film boyunca iç dünyası sessizce derinleşen Aliye karakteri, finaldeki duruşuyla yalnızca bir kadının değil, görmezden gelinen tüm öznelerin sesi oluyor. Esmer, kadının deneyimini merkeze alan, onun sessizliğini duyulur kılan bir anlatıyla bir kez daha sinemamıza derinlik kazandırıyor.

Tuba Büdüş

1985 yılında dünyaya geldi. Henüz ilkokul yıllarında yazmaya ve sinemaya olan ilgisini keşfetti. Bir süre sonra yazmak da sinema da onun için bir tutku haline geldi. Marmara Üniversitesi'nde Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim dalı Sinema dalında yüksek lisansını tamamladı. 2015 yılında sinema hakkında yazmaya başladı. 2025 yılında SİYAD'a (Sinema Yazarları Derneği) kabul edildi. Her geçen gün sinema dünyasında yeni şeyler keşfederek hayata tutunuyor. İzliyor, yazıyor, okuyor ve dünyayı geziyor. Ve bir vegan olarak hayvan haklarını savunuyor.

Etiketler: Düşüşün TınısıMascha SchilinskiO Da Bir Şey Mi?Oliver Laxepelin esmerSaykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ HikayesiSiratSound Of Fallingtolga karaçelik
Tuba Büdüş

Tuba Büdüş

1985 yılında dünyaya geldi. Henüz ilkokul yıllarında yazmaya ve sinemaya olan ilgisini keşfetti. Bir süre sonra yazmak da sinema da onun için bir tutku haline geldi. Marmara Üniversitesi'nde Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim dalı Sinema dalında yüksek lisansını tamamladı. 2015 yılında sinema hakkında yazmaya başladı. 2025 yılında SİYAD'a (Sinema Yazarları Derneği) kabul edildi. Her geçen gün sinema dünyasında yeni şeyler keşfederek hayata tutunuyor. İzliyor, yazıyor, okuyor ve dünyayı geziyor. Ve bir vegan olarak hayvan haklarını savunuyor.

İlgiliYazılar

Ayvalık Film Festivali Günlükleri -1
Ayvalık Film Festivali 2025

Ayvalık Film Festivali Günlükleri -1

1 gün önce
50. Toronto Film Festivali İzlenimleri- 2
50. Toronto Film Festivali

50. Toronto Film Festivali İzlenimleri- 2

4 gün önce
50. Toronto Film Festivali İzlenimleri- 1
50. Toronto Film Festivali

50. Toronto Film Festivali İzlenimleri- 1

1 hafta önce
Sonraki Yazı
Adana Altın Koza’nın Özel Gösterim Programı Belli Oldu

Adana Altın Koza'nın Özel Gösterim Programı Belli Oldu

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Bir Masalın Gölgesinde: En Değerli Hediye (2024)

Bir Masalın Gölgesinde: En Değerli Hediye (2024)

Tuba Büdüş
28 Ağustos 2025

Anıl Eraslan ile Sound Dreams of Istanbul (2025) Üzerine Bir Söyleşi

Anıl Eraslan ile Sound Dreams of Istanbul (2025) Üzerine Bir Söyleşi

İrem Yavuzer
7 Temmuz 2025

All Quiet On The Western Front (2022)

Psycho Therapy: The Shallow Tale of a Writer Who Decided to Write About a Serial Killer (2025) Üzerine

Nesrin Karadağ
17 Mayıs 2025

Sinemanın Dokuz Canı: Yalnızlar, Cadılar, Mafyalar ve Kediler

Sinemanın Dokuz Canı: Yalnızlar, Cadılar, Mafyalar ve Kediler

Ayşe Ekin Sağıroğlu
28 Kasım 2024

Dünden Bugüne: Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali En İyi Film Ödülünün Sahipleri

Dünden Bugüne: Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali En İyi Film Ödülünün Sahipleri

Fil'm Hafızası
18 Eylül 2024

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Biz Kimiz?
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In