Alejandro Jodorovsky’nin senaryosunu yazıp, yönetmenliğini yapıp, başrolünü de üstlendiği bu sürreal western filminde, oğluyla birlikte yolculuk yapan bir silahşörün, türlü meziyetlere sahip dört silahşörü yok ettikten sonra saklandığı mağarada manevi bir uyanış yaşaması anlatılıyor. El Topo’nun bir İsa metaforu olarak gösterilmesi zamanında çokça tartışmalara neden olmuştur. Ülkemizde İstanbul Film Festivali’nde “geceyarısı filmleri” kategorisinde gösterilen filme, usta yönetmen David Lynch’ın hayranlığı da bilinmektedir. Öyle ki, “Jodorowsky ve El Topo filmi olmasaydı, David Lynch olmazdı” söylemi festival kitapçığında bile yer almıştır. Sinema tarihinde western filmleri arasında yapısı nedeniyle oldukça farklı bir yerde duran El Topo, çeşitli ironilerin, metaforların, alegorilerin cirit attığı, yer yer oldukça grotesk öğeler içeren, her sahnesi ayrı bir sembolizm kokan, sürrealizmin doruklarında gezen bir film.