Usta yönetmen Joel Schumacher imzalı yapım, tıkanmış bir trafik ve birbirine tahammülü olmayan cadde dolusu insanın birbirine küfür edercesine çaldıkları korna seslerinin çığırtkanlığında ve kişiyi buharlaştırma noktasına getirecek bunaltıcı bir sıcak ile rahatsız eden bir atmosfer ile başlıyor. Film, bu atmosferin orta yerinde her günkü normal aktivitesini gerçekleştiren, evinden yola çıkıp işine gitmeye çalışan William Foster’ın, bunaltıcı trafikte ilk önce bir sineğin amansızca peşine düşüşü ve ardından içinde bulunduğu sisteme amansız bir şekilde ve birdenbire başkaldırışını, temelinde trajik bir kişisel hikayeyi barındırarak çok da fazla efektlere bulamadan şiddet dozu yüksek bir şekilde anlatmaktadır. Dönemin Amerika’sının yaşam tarzına ve kapitalist sistemin “sadece boyun eğ ve önüne bak, biz senin isteklerine yanıt buluruz sadece sen yolu takip et” anlayışına sert göndermeler içeren film, Michael Douglas’ın cinnet geçiren vatandaş rolündeki soğukkanlı ve tatmin edici performansı ve ona eşlik eden dedektif rolünde Robert Duvall’ın puzzle’ın parçalarını tamamlarcasına olaya müdahale edişi ile yönetmenin filmografisinde hatırı sayılır bir yer edinmektedir.