Theodoros Angelopoulos
Theodoros Angelopoulos Costa Gavras ve Costas Ferris ile birlikte Yunan sinemasının öncü ve bol ödüllü yönetmenlerinden, ayrıca sanatsal sinemanın en önemli çağdaş temsilcilerindendir.
Yönetmen, kariyerinin önemli bir bölümünde Yunanistan’ın yakın dönem tarihi ile ilgili politik seri filmler çekmiştir. Angelopoulos, 1989 yılında Istanbul Film Festivali için Türkiye’ye gelmiş ve sinema yazarı Atilla Dorsay’a verdiği röportajda, ilk filmlerinde politik sinema yaparken, değişen dünya şartlarında son filmlerinde artık siyaseti sadece bir arka plân olarak kullandığını belirtmiştir. Angelopoulos aynı röportajda, Fransa’da yaşadığı dönemde Avrupa sinemasından ve Yeni Dalga film akımından etkilendiğini söyleyerek özellikle Friedrich Wilhelm Murnau, Orson Welles, Kenji Mizoguchi ve Michelangelo Antonioni’nin filmlerinin onun üzerinde derin etkiler bıraktığını kaydetmiştir.
Yönetmen, filmlerinde geniş plan çekimler ve uzun sekanslar kullanmıştır. Yönetmen bu tercihini, kurgu sinemasına sıcak bakmadığını, kurgu sinemasında duyguları ön plana çıkarmak için sık sık araya yakın plan çekim aldığından, filmin ritminin bozulduğu düşüncesi ile açıklamıştır. Ona göre, hızlı tempolu kurguda ‘ölü zaman’ denilen şey ortadan kalkmaktadır. Oysa Angelopoulos’un ‘müzikal dinlenme’ olarak adlandırdığı ve ancak uzun planlarla elde edilebilecek bu ‘ölü zaman’, seyirci üstünde etki oluşturabilmek için çok gereklidir.
Angelopoulos, filmlerinde mitolojik göndermelere bol yer vermiş, tarihsel akış için bireyden hareket ile toplumsal olayları konu edinmiştir. Özellikle entelektüel bireyin yaşama dair ıstıraplarını ve düş kırıklıklarını işlemiştir. Filmleri arasında şunlar sayılabilir: Days of’36, The Hunters, The Travelling Players, Voyage to Cythera, The Beekeeper, The Suspended Step of the Stork, Landscape in the Mist, Ulysses’ Gaze, Eternity and a Day, The Dust of Time.
Angelopoulos, 1998 yılında çektiği Eternity and a Day filmi ile Cannes’de Altın Palmiye ödülünü kazanmıştır.
Angelopoulos, 24 Ocak 2012 günü, The Other Sea adlı filminin çekimi sırasında geçirdiği trafik kazası neticesinde yağmını yitirmiştir.
Reconstitution (1970)
Orijinal adı Anaparastasi olan film, Theo Angelopoulos’un ilk filmidir. Film ayrıca Yeni Yunan Sineması’nın doğuşu olarak kabul edilmektedir.
Film, içinde bulunduğu dönem itibariyle (1960-1970’ler) yoğun dış göç yaşanan bir muhitin öyküsünü anlatmaktadır. Aynı dönemlerde Türkiye gibi Yunanistan da Almanya’ya işçi gönderen ülkeler arasındadır. Filmde, bu göçün getirdiği sonuçlar, muhitin geçirdiği değişim ve insanların sefaleti işlenmiştir. Filmin geçtiği muhit göçten sonra adeta bir hayalet şehre dönmüştür ve bölgede kalan insanların tek geçim kaynağı, Almanya’daki akrabalarının gönderdikleri paralardır. Filmin en önemli özelliği, oyuncularının tamamının amatör oyunculardan oluşmasıdır. Filmin konusuna gelecek olursak, Yunanistan’ın, Epir bölgesindeki bir köyde cinayet işlenmiştir ve savcı bu cinayeti araştırmaktadır. Eleni, Almanya’ya çalışmaya giden kocası Kostas Gousis’i memlekete döndüğü ilk gün öldürmüştür. Cinayetin nedeni ise, Kostas’ın eve döndüğünde Eleni’yi Hristos ile yakalamasıdır. Filmdeki tüm bu evreler, Angelopoulos’un çoğu kez başvurduğu yöntemlerden biri olarak parça parça izleyiciye aktarılmıştır.
Ayrıca filmde yönetmen, izleyicilerin karşısına olayı izleyen bir gazeteci rolünde çıkmaktadır. Yönetmenin bu filmde kullandığı bir diğer özellik ise neredeyse cinayet üzerine her şey anlatılmış olmasına karşın, cinayet sahnesinin gösterilmemesidir. Angelopoulos bu yöntemle, gerçeğin tümünü anlatmasının mümkün olmadığını izleyiciye iletmek istemiştir.
Ezgi Ulukoca