Romantizmi kendine has yorumlamasıyla dikkat çeken Alman yönetmen Doris Dorrie imzalı film, küçük bir kasabada yaşayan yaşlı bir çiftin hikayesini konu alıyor. Trudi, kocası Rudi’nin ilerleyen hastalığını öğrenir ve kocasından bu gerçeği saklayıp kalan son zamanlarını anlamlandırmak için uzun süredir ayrı hayatlar süren çocuklarını ziyaret etmek üzere Berlin’e gitmeyi önerir. Berlin’e vardıklarında sıcak bir karşılama yerine kendi sorunlarıyla meşgul, ilgisiz ve bu ziyaretten pek de hoşnut olmayan çocuklarıyla karşılaşırlar. Burada aradıkları huzuru bulamayan çift, biraz da hayal kırıklığı içinde Baltik Denizi’ne giderler. Ancak Trudi’nin beklenmeyen ölümüyle seyahat sonlanır. Rudi yalnızlık ve keder içinde karısının hatıralarına tutunur. Hatıralar arasında karşılaşacağı şey ise onu oldukça şaşırtacak ve ölen eşinin hiç bilmediği bir yüzüyle tanıştıracaktır. Başarılı oyunculukları, müzikleri ve mest eden manzaralarıyla hafızalarda yer edecek bu film ülkemizde 28. İstanbul Film Festivali’nde gösterilmiş olup yönetmen Doris Dorrie ve başrolde izlediğimiz Elmar Wepper’e toplamda yedi ödül kazandırmıştır.