Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    Mi país imaginario (2022)
    Belgesel

    Mi país imaginario (2022)

    Ahmet Sert
    2 ay önce
    La Traversée (2021)
    Animasyon

    La Traversée (2021)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Arsenic and Old Lace (1944)
    Film Önerileri

    Arsenic and Old Lace (1944)

    Ekin Tayman
    2 ay önce
    Dreamgirls (2006)
    Film Önerileri

    Dreamgirls (2006)

    Göksu Ertüren
    2 ay önce
    Rancho Notorious (1952)
    Western

    Rancho Notorious (1952)

    Mustafa Yılmaz
    3 ay önce
    Glass Onion: A Knives Out Mystery (2022)
    Film Önerileri

    Glass Onion: A Knives Out Mystery (2022)

    İrem Yavuzer
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    Sonsuzluk Bizi Yutmadan Önce: Infinity Pool (2023)
    Eleştiri - İzlenim

    Sonsuzluk Bizi Yutmadan Önce: Infinity Pool (2023)

    İrem Yavuzer
    3 gün önce
    Ey Tanrım, Çık Dışarıya Oynayalım: Aya (2017)
    Eleştiri - İzlenim

    Ey Tanrım, Çık Dışarıya Oynayalım: Aya (2017)

    Rabia Elif Özcan
    3 gün önce
    The Idiots (Lars Von Trier, 1998)
    Eleştiri - İzlenim

    The Idiots (Lars Von Trier, 1998)

    Göksu Ertüren
    1 hafta önce
  • HABERLER
    yumurta filmi trt 2 nisan 2023
    Haberler

    TRT 2’den Nisan Ayında Her Akşam Farklı Film!

    Serap Ilgın
    4 saat önce
    Wes Anderson’ın Yeni Filmi ‘Asteroid City’den İlk Görseller Geldi
    Haberler

    Wes Anderson’ın Yeni Filmi ‘Asteroid City’den İlk Görseller Geldi

    Berke Kabasakal
    10 saat önce
    “Tarihte Yaşanmamış Olaylar” Dünya Festivallerini Dolaşıyor!
    Haberler

    “Tarihte Yaşanmamış Olaylar” Dünya Festivallerini Dolaşıyor!

    Ekin Taneri
    13 saat önce
  • KISA FİLMLER
    Çerçeve (2020)
    Kısa Filmler

    Çerçeve (2020)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
    The Thing (2011)
    Kısa Filmler

    The Thing (2011)

    Seda Ertunç
    5 ay önce
    Kimin Umurunda (2020)
    Kısa Filmler

    Kimin Umurunda (2020)

    Zeynep Özaydın
    8 ay önce
  • PLAYLISTS
  • PODCASTS
  • ETKİNLİKLER
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • İLETİŞİM/REKLAM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    Mi país imaginario (2022)
    Belgesel

    Mi país imaginario (2022)

    Ahmet Sert
    2 ay önce
    La Traversée (2021)
    Animasyon

    La Traversée (2021)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Arsenic and Old Lace (1944)
    Film Önerileri

    Arsenic and Old Lace (1944)

    Ekin Tayman
    2 ay önce
    Dreamgirls (2006)
    Film Önerileri

    Dreamgirls (2006)

    Göksu Ertüren
    2 ay önce
    Rancho Notorious (1952)
    Western

    Rancho Notorious (1952)

    Mustafa Yılmaz
    3 ay önce
    Glass Onion: A Knives Out Mystery (2022)
    Film Önerileri

    Glass Onion: A Knives Out Mystery (2022)

    İrem Yavuzer
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    Sonsuzluk Bizi Yutmadan Önce: Infinity Pool (2023)
    Eleştiri - İzlenim

    Sonsuzluk Bizi Yutmadan Önce: Infinity Pool (2023)

    İrem Yavuzer
    3 gün önce
    Ey Tanrım, Çık Dışarıya Oynayalım: Aya (2017)
    Eleştiri - İzlenim

    Ey Tanrım, Çık Dışarıya Oynayalım: Aya (2017)

    Rabia Elif Özcan
    3 gün önce
    The Idiots (Lars Von Trier, 1998)
    Eleştiri - İzlenim

    The Idiots (Lars Von Trier, 1998)

    Göksu Ertüren
    1 hafta önce
  • HABERLER
    yumurta filmi trt 2 nisan 2023
    Haberler

    TRT 2’den Nisan Ayında Her Akşam Farklı Film!

    Serap Ilgın
    4 saat önce
    Wes Anderson’ın Yeni Filmi ‘Asteroid City’den İlk Görseller Geldi
    Haberler

    Wes Anderson’ın Yeni Filmi ‘Asteroid City’den İlk Görseller Geldi

    Berke Kabasakal
    10 saat önce
    “Tarihte Yaşanmamış Olaylar” Dünya Festivallerini Dolaşıyor!
    Haberler

    “Tarihte Yaşanmamış Olaylar” Dünya Festivallerini Dolaşıyor!

    Ekin Taneri
    13 saat önce
  • KISA FİLMLER
    Çerçeve (2020)
    Kısa Filmler

    Çerçeve (2020)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
    The Thing (2011)
    Kısa Filmler

    The Thing (2011)

    Seda Ertunç
    5 ay önce
    Kimin Umurunda (2020)
    Kısa Filmler

    Kimin Umurunda (2020)

    Zeynep Özaydın
    8 ay önce
  • PLAYLISTS
  • PODCASTS
  • ETKİNLİKLER
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • İLETİŞİM/REKLAM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Eleştiri - İzlenim

La Haine ve Toplumsal Bir Güç Olarak Nefret

Deniz Sayınhan Deniz Sayınhan
7 sene önce
Eleştiri - İzlenim, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 7 min
0
1
La Haine ve Toplumsal Bir Güç Olarak Nefret
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Nefret; çok boyutlu, çok güçlü ve kolayca şekil verilebilen bir duygudur. Birçok toplumsal ilişki ve mekanizmanın yönünü belirleyen, karakterini oluşturan ve özünde büyük bir değişim gücü barındıran bu duygu, kontrol altında olumlu sonuçlar doğurabilecek bir yapıya da sahiptir. Nefret, bireysel boyutundan ziyade toplumsal boyutuyla, yaşanan büyük dönüşümlerin çoğu zaman kalbinde yer almıştır.

La Haine‘nın(1995) üç karakteri Vinz, Said ve Hubert; dünyaya geldikleri günden beri onları yaşamın dışına atanlara karşı duydukları güçlü nefret duygusuyla bu hissin toplumsal/sınıfsal boyutunun birer parçasıdır. Fransa’da yaşıyor olmaları özel bir anlam ifade etmeyen bu üç genç; dünyanın her ülkesinde benzer şekilde yaşayan, daha doğrusu var olan yoksulların, göçmenlerin, azınlıkların, ezilen ve dışlananların ortak ruhunu temsil etmektedir. Bu ortak ruh, onları yeryüzünün dibinde yaşamaya mecbur bırakan güce karşı hissedilen büyük bir nefretle doludur. Bir şeylerin ters gittiğinin farkında olan her insan bu doğal nefret duygusuna sahip olsa da, pek azı bunun sarsıcı bir toplumsal güce dönüşebilme potansiyelini içinde barındırdığının farkındadır.

haine-1995-09-g

Tarihin akışını değiştiren pek çok olayın, toplumsal hareket ile devrimin temelinde ve çıkış noktasında bu nefret duygusu yatmaktadır. Bu nefretin ve nefretten açığa çıkan öfkenin doğru kontrol edilememesi, bu güce doğru bir anlam yüklenememesi (yahut yanlış bir anlam yüklenmesi) sonucunda pek çok hareket ya kolayca son bulmuş ya da istenilenin aksi bir yola sapmıştır. Çok yakın bir örnek olan Arap Baharı, her ne kadar birtakım örgütlü çabalarla kıvılcımlanmış olsa da, Tunuslu bir seyyar satıcı olan Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla asıl patlamayı yaşamıştı. Uzun yıllardır otoriter rejimlerle yönetilen Arap coğrafyasında ortaya çıkan bu öfke patlaması, doğru bir bilinç kazanmayı başaramayınca, pek çok ülkede liderler devrildi ancak rejimler aynı kaldı. Suriyeli Kürt yazar Hoşeng Ose, Arap Baharı’nı şöyle yorumluyor: “Diktatörün gitmesi diktatörlüğün tamamen gittiği anlamına gelmiyor. Bölge ülkelerinin toplumlarındaki diktatörlük zihinsel ve kültüreldir; gelenekler ve psikoloji, yönetici ve muhalif siyasi bilinçte kronikleşmiştir.”[1]

Yanlış bir bilinçle yola çıkan hareketler, karşı koyduğu güç tarafından rahatlıkla kontrol edilir ve çoğu zaman halka istenilenin kazanıldığı izlenimi verilir. Oysa olan şey yalnızca hâkimiyetin el değiştirmesidir. Sistem farklı bir görüntüyle de olsa aynı dinamikler üzerinde işlemeye devam etmektedir. Bir yanlışın karşısında durmak, onu yok edip yerine doğruyu koyamadığınız, yani kendi çözümünüzü yaratamadığınız sürece hiçbir anlam ifade etmez. Jean Paul Sartre, “Zencilerin ezildiği söylenmedikçe, zencilerin ezilmesi bir şey değildir.” der. Ancak söylemek yetmez, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm sunmak gerekir.

la-haine_210872

Vinz, sahip olduğu nefrete bir anlam yükleyemediğinden yaratabildiği çözüm de oldukça basittir. Arkadaşlarına serzenişte bulunan Vinz şöyle söyler, “Bu lanet sisteme katlanmaktan sıkıldım. Fare deliklerinde yaşıyoruz, siz bunu değiştirmek için ne yapıyorsunuz? Abdel ölürse durumu eşitlemek için bir polisi öldüreceğim. Böylece diğer yanağımızı çevirmediğimizi anlarlar.” Görüldüğü gibi Vinz, öfkesini doğrudan intikam ve şiddetle açığa çıkarmaktan başka bir yol bulamamaktadır. Ona “Okula gitseydin eğer, nefretin nefreti beslediğini öğrenirdin.” diye tepki gösteren Hubert’e yanıtı ise, “Ben okula gitmedim, sokaklardan geldim ve sokaklar bana ne öğretti biliyor musun? Öteki yanağını çevirirsen geberirsin.” olacaktır. Vinz; nefretini şiddete başvurarak göstermeye, onu fare deliklerine hapseden sisteme bu yolla karşı çıkmaya çalışmaktadır. Hubert ise olanları göz ardı ederek, banliyöden kaçıp gitmeyi düşünerek, uyuşturucu kullanarak nefretini bastırmaya ve kendini kandırmaya çalışmaktadır. Çözüm üretememenin yarattığı çaresizlik, Vinz ve Hubert gibi gençleri bu duyguyu çeşitli yöntemlerle yadsımaya iter. Nefret duygusu ona yakın duran başka duygularla iç içe geçer ve birçok alt kültür yaratır. Örneğin “arabesk” böyle bir alt kültürü temsil eder. Büyük kentlerin, metropollerin yoksul ve ezilen gençleri, onları var eden doğal nefret ve öfkeyi, acıdan, hüzünden zevk alma yoluyla bastırmaya, yok etmeye çalışır. Vinz, Said, Hubert ve onlara benzeyen tüm insanlar, yüksek bir binanın tepesinden düşerken her katın önünde “Buraya kadar her şey yolunda.” diyen adamdan farksızdırlar.

Vinz, öfke ve nefretini yönelteceği düşmanın bir temsilcisi olarak polisi görmekteydi. Aslında polis ile gettolarda yaşayan gençlerin ya da tüm ezilenlerin çatışması da nefret duygusunun iki farklı biçiminin çatışmasından başka bir şey değildir. Polislerin hiçbiri, zengin, varlıklı ya da aristokrat ailelerden gelmemektedir. Pek çoğunun yetiştiği çevre Vinz ve arkadaşlarının yaşadıkları çevreyle aynıdır. Dolayısıyla onlar da, Vinz gibi sisteme karşı doğal bir öfke ve nefret duygusuna sahip olarak büyümüşlerdir. Öyleyse bir zamanlar aynı ortak ruha sahip olan bu gençler, polis üniforması altında nasıl bu ruha karşı öfkeyle saldırabilmektedir?

Fransız düşünür Louis Althusser, devletin hegemonik yapısını; devletin baskı aygıtları ve devletin ideolojik aygıtları olarak iki başlık altında incelemiştir. Althusser, bu iki yapının da birbirinden birer parçayı içinde bulundurduğunu savunmaktadır. Örneğin, polis teşkilatı bir baskı aygıtıdır, ancak polis teşkilatını ayakta tutabilmek amacıyla bu kuruma devlet tarafından bir ideoloji aşılanır. Bu ideolojiyi güçlü kılan şey de, nefreti kullanması ve ona bir anlam yüklemeyi başarabilmesidir. Benzer koşullardan gelip, ortak bir ezilmişlik hissi yaşayan polisler ile gettolarda yaşayan gençlerin arasındaki düşmanlığın ve çatışmanın sebebi, özünde aynı olan nefret hissinin aldığı karşıt biçimlerdir. Polislerin nefretini, kendi işine yarayacak biçimde düzenlemeyi başaran devletin karşısında Vinz gibi olanlar çaresiz ve güçsüz konumdadırlar.

613OHHsWW2L._SL1024_

Nefret duygusunun karmaşık yapısına, kullanışlılığına ve çok boyutluluğuna karşın, bu hissin kendisi her biçimde içinde büyük bir tehlike barındırır. La Haine’da yalnızca bir örneğini gördüğümüz öfkeli gençliğin, yaşamın dışına itilenlerin nefretine bir anlam yüklemek, bir bilinç kazandırmak ve bir hedefe kilitlemek başlı başına asla bir çözüm yolu olamaz. Vinz’in nefreti bilinç kazandığında karşı koyduğu düzeni yıkmayı başarabilir elbet, fakat bu nefret bir dönüşüme uğramaz, yeri geldiğinde kendini yok etmeyi başaramazsa, yeni düzen yalnızca nefretin bir başka biçimi üzerine kurulmuş olur. Albert Camus’nün sözleriyle, “Köle adalet istemekle başlar, krallık istemekle bitirir işi. Şimdi de kendisi egemen olmalıdır.”[2] Karşı koyulan güce salt nefretle yanıt verilmesi, yaşanabilecek olumlu toplumsal değişimlerin eninde sonunda bir kısır döngü içine girmesiyle sonuçlanacaktır. Toplumsal bir güç olarak bu ortak nefret, kapsamlı ve koşulsuz bir sevgiye dönüştürülemedikçe, değişen tek şey görüntü olarak kalır. Bir önceki düzenin öfkeli gençliği, yeni egemen güce dönüşür ve karşılığında yeni bir öfkeli gençlik yaratır. Yine Camus’nün söylediği gibi, “İnsanların tarihi, bir anlamda, birbiri ardından gelen başkaldırıların toplamıdır.”[3]

Bu kısır döngüyü kıracak kapsamlı bir dönüşüm gerçekleşmedikçe, tüm çözümler geçici, yerel ve temelsiz kalacaktır. Yanlış bir sistemin yerine kurulacak düzen ne kadar doğru bir temelde inşa edilirse edilsin, zaman içerisinde kendi ezen ve ezilenlerini yaratacaktır. Sovyetler Birliği örneği, belki de bu noktada verilebilecek en iyi örneklerden birisidir. Karşı koyduğu sistemi yıkarak kendi sistemini kuran Sovyetler, zamanla düşmanı olduğu gücün yöntemlerini kullanmaya başlamış, kaderi de benzer bir biçimde yıkılmak olmuştur. Öyleyse, egemenliğin el değiştirmesi sorunlara ancak kısa vadeli çözümler getirecektir. Sistem kavramının kendisi, kalıcı ve kapsamlı çözümlerin karşısında durmaktadır. Pierre-Joseph Proudhon, “Hükümet olması gibi basit bir neden dolayısıyla hükümetin devrimciliği bir çelişkidir.” der. Kurulabilecek en iyi sistem bile, sınırlayıcı ve durağan olmaktan kaçamaz. İnsanın, toplumun, yaşamın özü, durağanlığı ve tekliği reddeder.

tumblr_m7816ftfDN1qhg2u2o1_1280

La Haine, içinde barındırdığı Le Pen ve Fransız siyaseti eleştirilerine rağmen, zaman ve mekândan bağımsız, evrensel bir gerçekliğin yansımasıdır. Dünyanın her yanında yaşayan öfkeli insanlığın, dışlanan ve ezilen gençlerin hikâyesidir. Filmin son sözünde küçük bir değişiklik yaparak, düşüşte olanın sadece bir toplum değil tüm insanlık olduğunu söylemeye çalışmak, pek de yanlış olmayacaktır: “Bu, düşen bir dünyanın öyküsü. Düşerken kendini rahatlatmak için şöyle söylermiş: ‘Buraya kadar her şey yolunda.’ Önemli olan düşüş değil, yere çarpıştır.”

 

 

 

[1] http://www.aljazeera.com.tr/gorus/arap-baharinin-bolgedeki-ve-uluslararasi-etkisi, 25 Ocak 2014.

[2] Albert Camus, Başkaldıran İnsan, Can Yayınları, İstanbul, 2010, s.39.

[3] a.g.e

Etiketler: deniz sayınhanhubert koundela hainemathieu kassovitznefretsaid taghmaouitoplumsal güçvincent cassel
Deniz Sayınhan

Deniz Sayınhan

Mart 1995’te İstanbul’da doğdu. Çocuk yaşlardan beri karmakarışık bulduğu dünyayı anlamak için kendine hep bir yol aradı. Mavi önlük giydiği zamanlarda tanıştığı sinema, bu yolda en büyük tutkusu oluverdi. Sinemanın gizemli evrenine duyduğu merak ile dünyayı anlama isteğini bir araya getirebilmek için 2013’te İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümüne girdi. Yazarak ve hayal kurarak en büyük tutkusuna doğru kendi yolunu çizmeye devam ediyor.

YazarınDiğer Yazıları

    Kaçacak Yer Yok: Kaygı

    Kaçacak Yer Yok: Kaygı

    18 Mayıs 2017
    Büyük Kentlerin Kayıp İnsanları

    Büyük Kentlerin Kayıp İnsanları

    1 Nisan 2017
    A Man Called Ove: Ove Nasıl Kurtulur?

    A Man Called Ove: Ove Nasıl Kurtulur?

    12 Şubat 2017
Sonraki Yazı
Yılın En İyi Filmleri Seçildi!

Yılın En İyi Filmleri Seçildi!

Yorumlar 1

  1. Mahmut Can Kaya says:
    8 ay önce

    “Film zaman ve mekandan bağımsız, evrensel bir gerçekliğin yansımasıdır.” film bittiğinde hissettiklerimi tek cümlede özetlemişsiniz. Harikulade bir yazı.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Birlikte Ama Yalnız: Vortex (2021)

Birlikte Ama Yalnız: Vortex (2021)

Tuba Büdüş
3 Temmuz 2022

Bir Sahne- Ne Kadın Ne Doğa Ne Ana: Clara Sola (2021)

Bir Sahne- Ne Kadın Ne Doğa Ne Ana: Clara Sola (2021)

Rabia Elif Özcan
24 Haziran 2022

Savaş Temalı Filmler: Gerçek Mi, Kurmaca Mı?

Savaş Temalı Filmler: Gerçek Mi, Kurmaca Mı?

Selin Tanyeri
28 Nisan 2022

Sekiz Buçuğa On Var: Korkusuz Korkak (1979)

Sekiz Buçuğa On Var: Korkusuz Korkak (1979)

Mustafa Yılmaz
14 Nisan 2022

Bedenden Damlayan Korku: Titane (2021)

Bedenden Damlayan Korku: Titane (2021)

Ahmet Sert
5 Kasım 2021

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim Reklam

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Biz Kimiz?
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Playlists
  • Podcasts
  • Etkinlikler
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • İletişim Reklam

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In