Pera Film, Uluslararası Müzeler Günü’nü Belçika Kraliyet Film Arşivi (CINEMATEK) iş birliğiyle Sanatçıların Sineması adlı özel bir gösterimle kutluyor. Bu program, sinema ve görsel sanatlar arasındaki etkileşimi araştırırken, Kanadalı sanatçı Marcel Dzama’nın eserleriyle farklı bağlantılar kuruyor. Aynı zamanda Belçika sinemasının köklü avangart, sürreal ve disiplinlerarası yaratıcılık geleneğini de vurguluyor.
Brüksel’de bulunan Belçika Kraliyet Film Arşivi (CINEMATEK), dünyanın en önemli ve eklektik film koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor ve bu koleksiyonu her gün kendi sinema salonunda seyirciyle buluşturuyor. Arşiv, sinema mirasını korumanın yanı sıra restore ediyor ve özellikle Belçika sinemasına odaklanarak bu mirasın değerini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor.
Pera Müzesi, Uluslararası Müzeler Günü kapsamında, CINEMATEK’i arşiv koleksiyonundan bir seçki oluşturarak Kanadalı sanatçı Marcel Dzama’nın tema ve pratikleriyle derin bir diyaloğa giren bir film programı hazırlaması için davet etti. Seçilen her film, Dzama’nın dünyasıyla kendine özgü bir biçimde ilişki kurarken, aynı zamanda Belçika sinemasını en başından beri şekillendiren avangart, sürreal ve disiplinlerarası yaratıcı ruhu ve sanatsal zenginliği de görünür kılıyor.
Belçika sinemasının kurucu figürlerinden Henri Storck’un “sanatçıların sineması” olarak tanımladığı bu gelenek, avangarda yönelmiş, hayal gücü yüksek, disiplinlerarası çalışan, çevresindeki sanatçılarla üreten ve 1960’lı yıllara dek üretim-dağıtım yapısının eksikliği nedeniyle bağımsız kalan bir sinema anlayışını ifade ediyor. CINEMATEK bu seçkide işte bu benzersizliği öne çıkarmayı amaçlıyor.
Kürasyon Hakkında
Kısa filmlerden oluşan ilk seçki, 1920’lerin sonlarında sinemayı bir deney alanı olarak benimseyen ve saf sinema arayışına giren Charles Dekeukeleire ve Henri Storck’un çalışmalarına odaklanıyor. İkili, sürrealist sinemacı Henri d’Ursel ve yazar Ernst Moerman ile birlikte Belçika sinemasının ilk avangart kuşağını oluşturuyorlar. Bu seçki, çağdaş müzisyen Ekin Fil’in canlı müzik performansıyla birlikte sunulacak.
İkinci seçki, Belçika sinema tarihinde önemli bir yere sahip olan sanat belgeseli türünden bir örnekle açılıyor. Bu üslup, sanatın temsilinin bizzat sanatsal olması gerektiğine inanan Luc de Heusch gibi erken dönem belgeselciler sayesinde kendine özgü bir kimlik kazandı. Bu bölümde, Magritte’in çalıştığı sıradaki bir portresinin yanı sıra kamera arkasında çektiği iki kısa filmine yer veriliyor. Nazik ve mizahi tonlara sahip bu yapıtlar, sanatçının farklı bir yönünü ortaya koyuyor. Seçki, Raoul Servais imzalı bir animasyon başyapıtla devam ediyor ve şair, stilist ve kendi kendini yetiştirmiş bir yönetmen olan Edmond Bernhard’ın sinemasal bir şiiriyle son buluyor.
1960’larda Belçika sineması, André Delvaux’nun öncülüğünde uluslararası alanda tanınır hâle geldi. Modern Belçika sinemasının kurucu yapıtlarından biri olarak kabul edilen ilk uzun metraj filmi Saçını Kestiren Adam, Marcel Dzama’nın pratiğindeki gibi gerçekle düşü, hafızayla hayali harmanlıyor.
1969 yapımı bir su altı belgeseli olan Büyük Set Resifi, Dzama’nın çevresel duyarlılığı ve renkli düşsel evreniyle paralel bir görsel deneyim sunmakla kalmıyor; aynı zamanda André Breton’un L’Amour fou (Çılgın Aşk) adlı kitabında “Avustralya Büyük Set Resifi’nin hazineler köprüsü” olarak tarif ettiği bir fotoğrafa bilinçli bir sürrealist göndermede bulunuyor. Breton’un doğada rastlantısal karşılaşmalardan şiirsel anlamlar çıkarma yaklaşımı, Dzama’nın doğayı hem estetik hem de politik bir anlatı aracı olarak kullanma pratiğiyle örtüşüyor ve iki sanatçı arasında sezgisel bir akrabalık kuruyor.
Program, Belçika ve uluslararası sinemanın en önemli isimlerinden biri olan Chantal Akerman’ın belki de en şiirsel filmiyle sona eriyor. Tüm Bir Gece, sanatçının doğup büyüdüğü şehirde bir yaz gecesi boyunca geçiyor; geçici romantik karşılaşmaları ve ayrılıkları adeta bir koreografi gibi sergiliyor. Böylelikle Dzama’nın tekrar eden gece, müzik ve dans temalarıyla da güçlü bir bağ kuruyor.
Programda Hangi Filmler Var?
Saçını Kestiren Adam
Johan Daisne’in aynı adlı romanından uyarlanan filmde, orta yaşlı bir öğretmen, hayranlık duyduğu genç öğrencisinin başka bir şehre taşınmasının ardından yaşadığı kasabadan ayrılır. Devlet memuru olarak yeni bir hayata adım atarken, geçmişin izleri ve bastırılmış arzuları zihninde derin bir çatlak açar.
Modern Belçika sinemasının kurucu eseri olarak kabul edilen Saçını Kestiren Adam, gündelik olanla bilinçaltını iç içe geçirerek izleyiciyi rüya ile gerçek arasında bir yolculuğa çıkarır. Filmde mekânlar giderek soyutlaşır, zaman bükülür, karakterin iç sesiyle birlikte anlatı da çözülmeye başlar.
Büyük Set Resifi
Pierre Levie’nin bu özgün belgeseli, Büyük Set Resifi’nin kara ve su altındaki yaşamını gözler önüne seriyor.
Beş aydan uzun süren bir keşif gezisi sırasında çekilen film, yalnızca okyanusun zengin flora ve faunasını değil, aynı zamanda bu eşsiz ve artık kaybolmuş görüntülerin kayda geçirilmesini sağlayan teknik düzenekleri de belgeliyor. Belgeselin teatral müziği ve dinamik kurgusu, Gérard Corbiau’nun estetik bakışıyla birleşerek bilimsel gözlemleri ritmik bir anlatıya dönüştürüyor.
Tüm Bir Gece
Brüksel’de sıcak bir yaz gecesi. Şehir, gündüzün hareketliliğini geride bırakırken yalnızlık, arzu ve karşılaşmalar şehrin sokaklarında, otel odalarında ve telefon kulübelerinde sessizce gezinir.
Chantal Akerman’ın ritmik, neredeyse dans gibi kurguladığı bu film; diyaloglardan çok bedenlerin, bakışların ve gecenin dokusuyla konuşur. Birbirine bağlanmayan ama ortak bir duyguda buluşan karakterler terk eder, bekler, arar, bulur ya da kaybeder. Zamandan çok hislerin aktığı bu film, tek bir gecede yaşanan onlarca hikâyenin etkileyici bir mozaiğidir.
Kısa Film Seçkisi – 1
Boks Maçı
Belçika’da yaratıcı sinemanın öncülerinden biri olarak kabul edilen Charles Dekeukeleire, sinema kariyerinin başında avangart tarza yönelmiş ve özellikle bu filmiyle dikkatleri üzerine çekmiştir.
Boks Maçı, negatif ve pozitif görüntüler arasında yapılan geçişler ve ritim odaklı kurgusu sayesinde, ringdeki gerilim ile kalabalığın heyecanı arasında güçlü bir bağ kurar. Hızlı ve neredeyse koreografik bir kurguya sahip olan film, izleyiciye fiziksel olduğu kadar duygusal bir deneyim de sunar.
Filmin restorasyonu Belçika Kraliyet Film Arşivi (CINEMATEK) tarafından, NextGenerationEU ve Fédération Wallonie-Bruxelles Sinema Merkezi’nin desteğiyle gerçekleştirilmiştir.
İnci
Henri d’Ursel’in tek yönetmenlik denemesi olan İnci, sürrealist etkilerin belirgin olduğu özgün bir film. Fransız sessiz sinemasının öncülerinden Louis Feuillade’ın tefrika dizilerini andıran bir Paris’te geçen hikâyede, bir kahraman sürekli kaybedilen ve yeniden bulunan bir inciyi ararken şehrin hayali sokaklarında sürüklenir.
Filmin restorasyonu Belçika Kraliyet Film Arşivi (CINEMATEK) tarafından, NextGenerationEU’nun desteği ve Fédération Wallonie-Bruxelles Sinema Merkezi’nin katkısıyla gerçekleştirilmiştir.
Güzel Gözlerin İçin
Film, sekiz dakikada ve 75 planda, parkta camdan bir göz bulan genç bir adamın hikâyesini anlatır. Gözle saplantılı bir ilişki kuran bu adam, sonunda gözden kurtulmak için onu postayla göndermeye çalışır.
Bay Fantômas
Suçun Efendisi Fantômas, frakı ve silindir şapkasıyla, güzel Elvire’in peşinde dünyayı dolaşır. Gittiği her yerde ardında birtakım suçlar ve ahlak kurallarına meydan okuyan olaylar bırakır. Filmde kara sevda, başkaldırı ve macera arzusu iç içe geçer.
Kısa Film Seçkisi – 2
Magritte’in Ev Filmleri
René Magritte 1956 yılında bir kamera edinir ve kendisi, eşi ile arkadaşlarını merkeze aldığı 40 kısa film çeker. Hem eğlenceli hem de dokunaklı bu filmler, onun ikonik görsel dünyasına hayat verir.
Harpya
Raoul Servais sineması, sürekli yeni anlatım biçimleri ve yenilikçi teknikler arayışıyla şekillenir. Buyaklaşımın bir örneği olan Harpya da animasyonla gerçek görüntüleri birleştirerek fantastik bir masal anlatır.
Film, bir harpyayı (yarı kadın yarı kuş bir mitolojik yaratık) kurtaran bir adamın hikâyesini anlatır; ancak bu gizemli varlık zamanla tehditkâr bir hâle gelir.
Pazar
Brüksel’de sıradan bir pazar günü: nöbet değişiyor, çocuklar oynuyor, insanlar Cinéma Aventure’ye gidiyor.
Yorumdan tamamen arındırılmış bu kısa film, olağanüstü görüntüler eşliğinde gündelik hayatı yücelterek can sıkıntısını merkeze alıyor.
Hangi Filmi Ne Zaman İzleyebilirsiniz?
17 Mayıs
15.00 Büyük Set Resifi
17.00 Tüm Bir Gece
18 Mayıs
15.00 Saçını Kestiren Adam
28 Mayıs
19.00 Kısa Film Seçkisi – 2
11 Haziran
19.00 Saçını Kestiren Adam
13 Haziran
19.00 Kısa Film Seçkisi – 2
20.30 Tüm Bir Gece
25 Haziran
19.00 Büyük Set Resifi
Kaynak:
Pera Sinema – Sanatçıların Sineması