21 Şubat 1952’te Bangladeş’in başkenti Daka’da, Bengal Dil Hareketi mensubu birçok öğrencinin Bengal alfabesiyle yazabilme ve Pakistan’ın Bengal dilini de resmi dil olarak tanıması talebiyle bir protesto gösterisi düzenledi. Bu gösteri sırasında güvenlik güçleri şiddet uyguladı ve pek çok eylemci hayatını kaybetti. Bundan dolayı, UNESCO 21 Şubat’ı Dünya Anadili Günü olarak kabul etti ve 1999 yılından bu yana çeşitli etkinliklerle bu gün kutlanıyor. Günlük hayatın, siyasetin, edebiyatın olduğu kadar sinemanın da çemberine giren “anadil, kaybolan ya da kaybolmak üzere olan dilleri yaşatma mücadelesi” beyaz perdede de yerini aldı.
Türkiye’den ve dünyadan dil mücadelesini ve dilin önemini konu alan filmlerden bazılarını sizler için listeledim, keyifli okumalar.
Büyük Adam Küçük Aşk (2001)
Yönetmenliğini Handan İpekçi’nin yaptığı Büyük Adam Küçük Aşk (2001), cumhuriyetçi emekli hakim Rafet Bey (Şükran Güngör) ile tek kelime Türkçe bilmeyen Hejar’ın yalnızlığının kesişmesini anlatıyor. Tüm ailesini çatışmada kaybeden Hejar genç bir avukatın yanına bırakılır. Avukatın evine yapılan polis baskını sonucu herkes infaz edilir ancak şans eseri minik kız kurtulur ve karşı komşuları emekli hakimin evine sığınır. Türkiye Cumhuriyeti ilke ve inkılaplarına sıkı sıkıya bağlı Rafet Bey ne konuştuğunu anlayamadığı bu minik kızı ilk başta sevmese de onu polise teslim etmeye gönlü el vermez. Aralarındaki dil ve yaş farkına rağmen aynı çatı altında yaşamaya başlarlar.
Be Deng (2012)
Yıl 1984. 12 Eylül’ün mirası “Türkçe konuş çok konuş” sözleri Diyarbakır zindanlarının duvarlarında haykırırken görüş günü kavuşanların ağzından özlem sözcükleri çıkamaz. Tıpkı cezaevinde yatan kocasını ziyarete gelen üç çocuk annesi Zeynep (Belçim Bilgin) gibi. Cezaevinde Kürtçe konuşmak kesinlikle yasaktır. Zeynep ise tek kelime Türkçe bilmez. Diğer yandan da kocası için getirdiği bir çift yeni ayakkabıyı ona vermek ister ama bu da yasaktır… Yönetmenliğini Rezan Yeşilbaş’ın yaptığı Sessiz 65. Cannes Film Festivali’nden En İyi Kısa Film ödülüne layık görüldü.
Heenetiineyoo3eihiiho’: Language Healers (2014)
Heenetiineyoo3eihiiho’: Language Healers, dillerini canlandırmaya çalışan yerli halkların hikâyesini anlatıyor. Filmde Alaska’daki yerel dillerin ve kültürlerin önemini köpek kızağıyla taşımacılık yapan bir Yup’ik ile ahşap ve metal oymacılığı yapan bir Tlingit’ten öğreniyoruz. Daha sonra, Wisconsin’deki bir okulda Menominee dilinde birkaç kelime konuştuğu için cezalandırılan, yedinci sınıf öğrencisi bir kızın öyküsünü dinliyoruz.
Ardından, Oklahoma’da sadece dört yaşlı insan tarafından akıcı olacak konuşulan Euchee (Yuchi) dili okulunu ziyaret ederek dil ve kültür kaybına karşı mücadele hakkında daha fazla bilgi ediniyoruz. Ayrıca, National Geographic bursuna sahip, Swarthmore College’da dilbilim profesörü olan K. David Harrison ile tanışıyoruz. Filmin sonunda da yolumuz Antropoloji ve Amerika Kızılderilileri konularında yaratıcı bir profesör olan, Arapaho kökenli profesör Neyooxet Greymorning’un ortadan kaybolan ulusal hazineleri hızlı bir şekilde kurtarmak için bir yöntem geliştirdiği Montana’ya düşüyor.
İki Dil Bir Bavul (2008)
Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan’ın Şanlıurfa’nın bir köyüne atanan yeni mezun bir öğretmenin (Zülküf Yıldırım) Kürt köyündeki öğrencileriyle aralarındaki iletişimi/iletişimsizliği anlatan İki Dil Bir Bavul (2008), Kürt meselesi ve anadil problemine dokunan ve buna rağmen Türkiye’de vizyona girme şansı bulan ender filmlerden bir tanesi. Türkiye’nin batısından gelen genç öğretmenin Kürt köyündeki bir yılını kameraya alan belgesel, 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi İlk Film”, Uluslararası Ortadoğu Filmleri Festivali’nde “En İyi Orta Doğu Belgesel Filmi” de dahil katıldığı birçok festivalden ödülle döndü.
Elina: As If I Wasn’t There (2002)
Bir öğrencinin muhafazakâr öğretmenine isyanını konu alan Elina: As If I Wasn’t There 50’li yılların başında, İsveç’ine sert koşullara sahip, en kuzeyinde geçer. 9 yaşındaki Elina’nın (Natalie Minnevi) gözünden, tıpkı onun gibi fakir ailelerin zor zamanlar geçirdiği bir döneme tanıklık ederiz. Elina’nın annesi Marta (Marjaana Maijala), kocası birkaç yıl önce tüberkülozdan öldüğünden beri yalnızdır. Elina ve kocasının kız kardeşine bakmak zorunda kalan Marta, köyün okulunda temizlikçi olarak çalışmaya başlar.
Babası gibi tüberküloz olan ve babasını özleyen Elina, köyün yakınındaki bataklıkta onunla sık sık “konuşur”. Filmin başında hastalığından henüz yeni kurtulan küçük kız, okula döndüğünde kendini yeni öğretmen Tora Holm’un (Bibi Andersson) sınıfında bulur. Elina ve bazı diğer öğrenciler Finlandiya kökenli azınlıktan olmasına rağmen, muhafazakâr Holm tüm çocukları sadece İsveççe konuşmaya zorlar. Hastalıklı zihninde Holm, Finceyi yoksullukla bir tutar ve aşağı görür.
Elina ise bunu reddeder ve hatta sınıfta Fince konuşan bir çocuğu savunduğunda Holm tarafından cezalandırılır. “Büyükler” ona destek olmaktan çekinirken kendi dilini ve kültürünü savunan bu küçük kızın hikâyesi, bir yandan genç izleyicilere inandıkları değerleri savunmayı aşılayarak, bir yandan da haksızlıklara karşı sessiz kalmanın erişkinlerin vicdanlarındaki yarasını deşiyor.
Las Ultimas Palavras (2015)
Rita Ender’in yazıp yönettiği belgesel Las Ultimos Palavras, Sefarad gençlerinin Yahudi İspanyolcası konuşamama nedenlerini mercek altına alıyor. Filmde, 25 ila 35 yaş arasındaki 19 Türkiyeli Yahudi gencine, gitgide kullanımı azalan bu dilde hangi sözcükleri bildikleri soruluyor. Gençlerin paylaştıkları deneyimler üzerinden, dilin yaşam ve bellekteki yeri ile Yahudi kimliği ve aidiyetler sorgulanıyor.
Kaybolan Bir Dil, Kaybolan Bir Mutfak (2017)
Gazeteci Deniz Alphan’ın yönetmenliğini üstlendiği Kaybolan Bir Dil, Kaybolan Bir Mutfak (2017) belgeseli unutulmaya yüz tutmuş Ladino diline ve Sefarad mutfak kültürüne kamerasını çeviriyor. 1492’de İber Yarımadası’ndan Osmanlı topraklarına göç eden Yahudilerin, yani Sefaradların hikâyesini konu edinen belgeselde değişen yaşam koşullarının yarattığı kültürel dönüşüm, tanıkların ağzından kaydediliyor ve Sefarad mutfağının öne çıkan yemeklerine yer veriliyor.
Romeyika’nın Türküsü (2009)
Yeliz Karakütük’ün ilk uzun metraj belgeseli Romeyika’nın Türküsü kökeni Helenceye dayanan kaybolan dil Romeyika’nın izini sürüyor. “Karadeniz Rumcası” olarak da bilinen dilin yolculuğu Trabzon’nun dağ köylerinde başlayıp İstanbul ve Atina’ya uzanıyor. Yönetmen Yeliz Karakütük belgeseli çekerken ilgisini en çok çeken noktanın kuşaklararası iletişim olduğunu söylüyor “Benim sorunum dilleydi, benim görüştüğüm insanların sorunu da dille. En çok dikkatimi çeken şey genç kuşakla yaşlı kuşağın artık iletişim kuramıyor olması” Film, 21. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde ikincilik ödülüne layık görülmüştü.
Bizin (2017)
Yönetmenliğini Boğaç Uzun’un yaptığı Bizin (2017) bir dakikada anadilin önemine ve etkisine dikkat çeken başarılı bir kısa film. Anadilinden farklı bir dilde zorunlu eğitime tabi tutulan Hevidar’ı ödevini yapmaya çalışırken kelimelerle, aslında iktidar ve üstüne atılmaya çalışılan kimlikle mücadelesini izliyoruz.