“ Bir geceliğine kral olmak, ömür boyu budala olmaktan iyidir. “ The King of Comedy, hayatı boyunca komedyen olma hayalleri kuran ama hayat şartlarından ve kişisel özelliklerinden dolayı bunun için pek çaba sarf edememiş Rupert Pupkin karakterine odaklanıyor. Pupkin Amerika’nın en ünlü stand – up komedyeni olan Jerry Langford’u onu parçalamak üzere olan hayranlarından kurtarır. Arabasında onu birkaç dakika dinleyip şovunda bir şans vermesini isteyen Pupkin’den kurtulmak isteyen Langford, ona kendisini aramasını söyler. Pupkin bunu çok ciddiye alır ve her gün ofisine giderek güvenlik görevlileri ile sekreterleri rahatsız etmesine rağmen bir sonuca ulaşamaz. Olaylar Langford’un evine izinsiz girmek ve hatta onu kaçırmaya kadar varır. Fidye olarak da sadece bir geceliğine Langford yerine şova çıkmak istemektedir. Özellikle De Niro’nun tarifsiz performansıyla akıllara kazınan film, şöhret ve sıradan insanların düşleri arasındaki uçuruma yaptığı bol mizahlı vurguyla Scorsese filmografisinin gölgede kalmış önemli yapıtlarından biridir.