İnsanın, varlığının farkında olması için resmi kimliklere, numaralara, dine, tanımlamalara ihtiyacı var mıdır? Özgürlük mutlaka maddi varlık gerektirir mi? Toplumun olmamızı istediği kişi olmazsak, kim olduğumuzu bilmesek dahi benliğimizi bulabilir miyiz? Aki Kaurismaki bu soruları, hikayesi sıradan ve klişe olsa da kendine özgü diliyle ve mizah anlaşıyışıyla cevaplar. M rolündeki Markku Peltola, kendisine yeni bir hayat kurmak için Helsinki’ye gelir ve dışarda kaldığı ilk gecesinde darp edilip soyulur. Ölümden döner, hafızasını, evraklarını ve tüm parasını kaybeder. Kim olduğunu, daha önce nerede ve nasıl yaşadığını öğrenmeyi umursamaksızın hayata tutunmaya çalışır. Aki Kaurismaki’nin Finlaydiya Üçlemesi’nin ikinci filmi olan The Man Without a Past, Markku Peltola dışında Kaurismaki filmlerinin değişmez ismi Kati Outinen’i kardrosunda barındırmaktadır. Finlandiya, Almanya ve Fransa ortak yapımı film, Cannes, San Sebastian ve daha birçok festivalde toplam 20 ödüle layık görülmüş, aynı yıl Oscar adayı olmuştur. İskandinavların sakin mizahından ve aşkın, dramın sıradışı ama sade hallerinden hoşlananlar için izlenmesi gereken bir film