Film, yüzme öğretmeni Simon’un boşandıktan sonra değişen hayatını ve Iraklı Kürt bir mülteci olan Bilal’in imkânsız gibi görünen gayretini konu alır. Fransa’dan İngiltere’ye Manş Denizi’nden yüzerek geçmenin planları yapan Bilal, Londra’da kız arkadaşına kavuşmak ister. Simon, bu genç aşığın hayallerine kavuşabilmesi için ona yüzme dersleri vermeyi kabul eder. İkili arasında gelişen dostluk, Simon’un hayatında o güne kadar farkına varamadığı şeylerin ortaya çıkmasını sağlar.
Filmde, Simon ile Bilal’in dostluğu üzerinden Fransa’nın mültecilere yardım yasağı ve polisin sığınmacılara uyguladığı sert tutum eleştirilir. Bunun yanında modern bireyin, etrafında olan bitene karşı duyarsızlığı ve önyargıları melodramatik ögelerle süslenerek anlatılır.
Film, Avrupa’da birçok sinema festivalinden ödülle döner. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde “Ekümenik Jüri Ödülü”nün; Gijon Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Senaryo” ve “Genç Jüri Özel Ödülü”nün; Varşova Uluslararası Film Festivali’nde “İzleyici Ödülü”nün; sahibi olur.