Workers (2013), Latin Amerika sinemasının çarpıcı işçi film örneklerinden bir tanesi. Modern emeğin etik üzerindeki yabancılaştırıcı etkisini konu ediniyor. İşverenleri tarafından umut ve onurları kırılan işçiler kendi adil düzenlerini kuruyor. İşçilerin adaleti arama şeklini araçsallaştıran yönetmen Valle, hakların gasp edildiği bir ortamda etik değerleri ne derece koruyabileceğimize ilişkin sorular sorarak izleyiciyi ahlâkî bir ikileme sürüklüyor.
Filmde, iki ana karakterin hikâyeleri paralel olarak gelişir. Rafael, Philips’e ait ampul fabrikasında temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Emekliliğinden bir gün önce belgelerinin eksik olduğunu, yasadışı göçmen statüsünden ötürü şikâyette bulunamayacağını ve resmi olarak emekliliğinin mümkün olamayacağını öğrenir. Hiçbir güvencesi kalmadığı için çalışmaya mecburdur. Lidia ise yaşlı ve zengin bir kadının hizmetinde çalışmaktadır. Yaşlı kadın öldükten sonra mirasını çalışanlarına verir, fakat vasiyetinde bir şartı vardır. Köpeğine ölene kadar bakılırsa, işçilerini nihai varisler olarak tayin eder. İlk başta Lidia bu durumu sorgulamaz ama zamanla işveren olarak bir köpeğe sahip olmanın ne demek olduğunu düşünmeye başlar.
Adalet, analitik yöntemlerle tanımlanamayacak kadar soyut ve belki de göreceli; ancak kimi zaman adaletsizliğin karşısında ortaya çıkarak somutlaşan bir kavram olarak açıklanabilir. Karmaşık gibi görünen tanımlamanın özünde aslında adaletin insanlar arası uyuşmazlık, çatışma ve iktidar ilişkilerinin yarattığı bazen aleni şekilde görünen, bazen de gözle görülemeyen ancak hissedilebilen haksızlıklar karşısında aranan bir çıkış yoludur [1]. 1970’lerde Meksika’daki işçiler, olumsuz çalışma koşullarına karşı bir çıkış yolu arar. Örgütlü ya da bireysel farklı direniş mekanizmaları geliştirirler, tıpkı filme konusu olan sabotaj ve makine kırıcılığı gibi. En çok istihdam kapasitesine sahip -dolayısıyla en çok işçi sorunlarının yaşandığı bölge- filmin de çekildiği yer olan Tijuana kentidir [2].
Filmin ilk yarısında sakin, kendi hâlinde ve çalışkan olarak tanımlayabileceğim Rafael ve Lidia içine düştükleri çıkmaza filmin ikinci yarısında kendilerine has anarşik yöntemleriyle başkaldırır. Artık Rafael fabrikaya, Lidia ise köpeğe karşı sessiz bir savaş başlatır. Onurları kırıldıkça etik değerlerine yabancılaşan, ne iyi ne kötü, ahlâki açıdan gri karakterlere sahip insanların hikâyelerini izlemek, filmin güzel ayrıntılarından bir tanesi. Eşitsiz çalışma ilişkilerini eleştirirken olayları dramatize etmemesi ve absürd-hiciv alt tonlarına sahip olması sebebiyle yönetmen José Luis Valle’nin ilk uzun metraj filmi izlemeye değer bir yapım.
–
[1] Aydın, C. (2021). Platon’dan Marx’a adaletin kavramsallaştırılması. Akademik Açı, 1(2), s. 107-129 [2] E. T. Doğan , “Güvencesiz Çalışma ve Mücadele Biçimleri Açısından José Luis Valle’nin Workers (İşçiler) Filminin Değerlendirilmesi”, ISGUC The Journal of Industrial Relations and Human Resources, ss. 1-15, May. 2019, doi:10.4026/isguc.544917