Enter the Void (yön: Gaspar Noe, 2009)
Muhtemelen söz konusu listemizin en yakın tarihli üyesi ile karşı karşıyayız. Enter the Void için öncelikle şunu belirtelim ki yeryüzünde bir filmin başkahramanıyla en kolay özdeşleşebileceğimiz yapımlardan biri. Niye mi? Çünkü tüm filme ana karakterimiz Oscar’ın gözünden ve bakış açısından dâhil oluyoruz. Gaspar Noe’nun bu sıradışı çekim tekniği ve kamera kullanımıyla film, hakkıyla kendi kulvarında farkını ortaya koymuş durumda.
Filmin öyküsü Tokyo’da geçmektedir. İllegal dünyanın sıradan bir elemanı olan Oscar’ın bir gece yakalanması ve vurulmasının akabinde içine düştüğü koma hâlinin sonrasında olay örgüsü kurulmaya başlanır. Artık odak noktamızda korunması gereken bir kız kardeş, Linda da bulunmaktadır. Bununla birlikte hikâyenin omurgasını oluşturan temel dinamiklere baktığımızda ise Oscar’ın ölümünü başlangıç noktası, devamında ruh kavramının zihinsel yolculuğunu gelişme aşaması, Oscar’ın kendisi ile bağlantılı insanların yaşamına tanık olduğumuz kısmı ve cinselliğin birkaç doz yukarıdan verildiği bölümü ise diğer aşamaların tamamlayıcı unsuru olarak görmekteyiz.
Üç saate yakın süresi, izleyicinin takibini kimi zaman zorlaştıran atmosferi, zihni açan ve çalıştıran senaryosu ile Enter the Void, Gaspar Noe’nun filmografisi ve avangarde yapımlar içerisinde kendi köşesini özgün bir biçimde kurmuş, kolay özümsenemeyecek türden bir film. (Can Bediroğlu)