Yerli turisttir ömer, yersiz vatandaştır. Yedi sülalesi Karaca Ahmet”tedir. İzmaritin kralını seçer asfaltta. Yollarda aylak aylak gezer. Para denen mereti hiç sevmez. Ruknettin”in kulübesinde yaşar. Ruknettin de beş parasızdır ya. Esasen kulübe, Ruknettin”in karısı Bedia”nındır.
Ruknettin”le Turist nasıl dost olmuştur, şaşar insan. Ruknettin, kadına kıza düşkün, kumarbaz herifin tekidir. Varlıklı bir kız kurusu olan Bedia”nın peşinden koşar, onun sayesinde giyinir kuşanır, caka satar el âleme. Kafasında hep uygulamaya koyacak bir planı vardır. Tatlı dilli, ikna edicidir. Turist kadar sevimlidir ama Turist”in tam zıttıdır. Tüm yolları Bedia”ya çıkar. Bizim Turist ise günahı kadar sevmez Bedia”yı. Daha ilk karşılaşmalarında başlar Turist”le Bedia”nın zıtlaşması:
Bedia: Yavaş ol delikanlı! Neredeyse kucağıma oturacaksın
Turist ömer: İyi ya, sen de torunum diye okşarsın, fena mı.
Bedia: Ağzını topla! Seni okşayacağıma sokaktaki itleri okşarım.
Turist ömer: Sakın ha. Zavallılara kuduz aşılarsın, zehirlerler sonra.
Bedia: Terbiyesiz!
Turist”in Bedia”yı görünce tadı kaçar, “Sıfata bak memleket değiştir!.. Meşini eskimiş hamam takunyası seni!” der. Bedia da Turist”ten nefret eder. Nasıl etmesin, işi gücü olmayan bir serseridir o. Kocası Ruknettin”i de kendisine benzeteceğinden korkar. Zira Bedia bir burjuvadır. İşi gücü olmayan birisinde sevilecek hiçbir yan bulamaz.
Ancak Turist sanıldığı kadar da aylak değildir. Arada bir benzincide takılır, araba yıkayıp tekerleklere hava pompalar, günü kurtarır. Bazen Ramazan”ın kahvesinde çaycılık yapar. Bazen de sütçülük. Sütün hasını yaşlıya, fakire verir, su katılmış olanını da zabıta evine satar. Sonra gider at yarışı oynar, tavla çevirir kahvede, akşamları ucuz şaraplarla kafayı çeker. Radyodan Fener”in maçını duydu mu kendinden geçer. Sağa sola saldırır. Sanki koca şehir bir stadyumdur, kendisi de bir futbolcu.
Sadri Alışık”ın yarattığı Turist ömer, Türk Sineması”nın belki de en iyi çizilmiş komedi karakteridir. Hulki Saner, Ayhan Işık”ın başrolde oynadığı Helal Olsun Ali Abi (1963) adlı filmde bir yan karakter olarak yer verir Turist ömer”e. Karakter o kadar çok beğenilir ki ertesi yıl başrol olarak beyaz perdeye taşınır. Ayşecik”in evsizliğini konu edinen üçüncü filminde yine bir yan karakter olan Turist ömer”in mizacı, varoluş hikayesi Ayşecik”ten daha bir baskın çıkar. Sonra seriler peş peşe gelmeye başlar ve 60”lara damgasını vurur Turist ömer. Dördüncü film Turist ömer Dümenciler Kralı (1964) ile birlikte karakterin alt yapısı, esas derdi seyirciye tamamen anlatılmış olur. Karakter, sonraki filmlerinde ülkeleri, hatta gezegenleri gezmeye koyulur. Turist ömer”in temelde kültürel bir duruş sergilediğinin farkında olan senaristler “bir Türk Almanya”da olsa ne olurdu?”, “bir Türk uzayda olsa ne olurdu?” veya “bir Türk yamyamlar arasında olsa ne olurdu?” gibi soruların peşine düşerler.
Agâh özgüç”ün belirttiğine göre Sadri Alışık, Turist ömer karakterini, askerlik arkadaşı er Ahmet”ten esinlenerek yaratmış. Er Ahmet, sürekli dayak yiyen, umarsız, düzen bozucu bir mizaca sahipmiş. Hatta meşhur Turist ömer selamı da bu kişinin yanlış asker selamı vermesinden doğmuş.
Turist ömer”in adını taşıyan 7 film olsa da yan karakter olarak yer aldığı iki filmiyle birlikte toplamda 9 adet filmi mevcut. Bunlar, Helal Olsun Ali Abi (1963), Turist ömer (1964), Ayşecik Cimcime Hanım (1964), Turist ömer Dümenciler Kralı (1965), Turist ömer Almanya”da (1966), Turist ömer Arabistan”da (1969), Turist ömer Yamyamlar Arasında (1970), Turist ömer Boğa Güreşçisi (1970) ve Turist ömer Uzay Yolunda (1973).
Turist”in yeri o bol arabalı, gürültülü caddelerdir. Sırtında eprimiş gömleği, göbeğine kadar çektiği bol pantolonu, başında ucu sivri şapkası avare avare gezer yollarda. Ona göre bu koca kent çok gülünç bir durumdadır. Evlere, dairelere, binalara tıkılanlara, bu keşmekeşi ciddiye alanların haline güler. Ancak en büyük dalgayı da kendisiyle geçer. Söylediği şarkısında bu açıkça görülür: Paralar cebindeymiş, izmaritinin en hasını bulurmuş, tüm kızlar peşindeymiş! Kendi meteliksiz haliyle alay eder aslında bu şarkıyla. Etmeyip de ne yapsın? çaresizdir. Selim İleri de zaten böyle değerlendirir Turist”i, “Horlandıkça iyimserliği pekişen bir kesimin simgesidir, lümpenin çaresizliğidir” der. Eğer öyleyse, Ruknettin de tüccar kesimin, Bedia da burjuvanın çaresizliğidir denebilir.
Turist ömer yalnızca manevi kardeşi Ayşecik babasından mektup aldığı zaman ağlamıştır. Ayşecik de zaten bir başka lümpen adamın kızıdır, Turist gibi yersiz yurtsuzdur. Turist, Ayşecik ve Ruknettin ”yersizlikten” mustrip üç kader ortağı olarak serinin ana çatısını oluştururlar. Onların tam tersine Bedia ise ”yerli” ve ”Eski İstanbullu”dur. Fakat aidiyet meselesi, ”ölü aristokrasi” mensubu olan Bedia”nın da yakasını bırakmamıştır. O da sözde bir girişimciye, bir tüccara muhtaçtır. Yeni yeni kentleşmekte olan İstanbul”da yer arayan insanların birer özetidir aslında bu karakterler. Zaten Turist ömer”in adındaki turistlik de buradan gelir. Yeri olmayan bir gezgindir o. Kâh Arabistan”dadır, kâh Almanya”da, bir İspanya”ya gider, bir uzayın en bilinmez köşesine. üstelik ne pasaportu vardır, ne de kafa kâğıdı. Onun için bu yolculuklar bir zorunluluk, bir çaresizliktir.
Flanör kelimesinin Türk Sineması”nda ilk kez bu karakter için kullanıldığını görürüz. Ev olarak kalabalık caddeleri benimseyen, her hangi bir yere ulaşma amacı gütmeyen, gezgin kişileri tanımlar flanör deyimi ve Turist”e de bire bir uyar. İstanbul”un yanı sıra Almanya”nın, İspanya”nın kalabalık caddelerine, hatta başka gezegenlere de uzanır, aylaklığını oralarda da devam ettirir.
Hiçbir kıza sevdalandığı görülmemiştir Turist”in. Yalnız adamdır o, ceketini sırtına vurup gider hep. Sesi güzel, kafası zehir gibidir. Yine de çalışmaz. çalışamaz.
Turist ömer karakterinin 60”larda yaratılması aslında bir tesadüf değil. 68 öğrenci hareketlerinin öncesindeki karmaşanın ve 50 kuşağı yazarlarının ortak sıkıntısı olan ”kent meselesinin” içinde doğar. Orhan Duru, Oğuz Atay veya Sevim Burak”ın öykülerinde değindikleri ”aylak” insan profiline oldukça uyar Turist. özellikle Yusuf Atılgan”ın yarattığı kente sıkışmış karakteri Bay C.”yi çokça çağrıştırır. Tıpkı onun gibi gizemli, yalnız ve aylaktır. Demir özlü”nün ve Ferit Edgü”nün bağsız karakterlerinden de izler taşır.
Türk Sineması”ndaysa daha önce hiçbir benzerine rastlanmaz. Cilalı İbo, absürd ve slapstick (vücut güldürüsü) komedi üslubuyla alt sınıfın bir parodisini sunar ve 80”lerde baş gösterecek Arabesk film karakterlerine kaynaklık eder. öztürk Serengil”in bürokrasiye yönelik stilize mizahı, İnek Şaban”ın fars komedi stili veya Gülen Gözler (1978)”deki düzenbaz girişimci Ziya”nın durum komedisi Turist”inkinden oldukça uzaktır. Kemal Sunal”ın İnek Şaban tiplemesinin haricindeki güldürülerinde Turist ömer tadı yakalamak mümkündür belki, Sunal da hep halkın içinde, tutunamayan bir alt sınıfı temsil etmiştir. Ancak Turist”in ”aylaklığının” vurgusuna sahip değildir bu filmler. Aylaklık, Turist”i özgün ve ayrıksı bir konuma getirir Türk Sineması”nda.
Fakat dünya sinemasından benzer karakterler bulmak mümkün. özellikle Charlie Chaplin”in The Gold Rush/Altına Hücum (1925)”daki The Lone Prospector/Yalnız Maden Arayıcısı karakteri, City Lights/Şehir Işıkları (1931)”ndaki yersiz adamı veya The Kid/Yumurcak (1921)”taki serserisi Turist”in kökenine ilişkin noktalar barındırır bünyesinde.
Günümüzün mizahçılarına, komedyenlerine baktığımızda Turist ömer”in etkileri rahatlıkla görülebilir. Cem Yılmaz, G.O.R.A. (2004), A.R.O.G (2008) ve Yahşi Batı (2009) filmlerinde yarattığı Arif karakteri bir Turist ömer güzellemesidir. Benzer bıyık stilini ve benzer mizah anlayışını benimser Arif. Tıpkı Turist gibi her filminde farklı bir dünyaya gider. “Bir Türk taş devrinde veya uzayda olsa ne olurdu?” gibi benzer sorulara odaklanır.
Yine aynı şekilde Şahan Gökbakar”ın Recep İvedik karakteri de bir Turist ömer varyasyonudur. özellikle ilk filmindeki ”yerde bulduğu cüzdanı sahibine iletme” macerası Turist ömer Boğa Güreşçisi filmini çağrıştırır. Recep, tıpkı Turist gibi bir işte çalışmaya karşıdır, nenesine “Benim DNA”mda çalışmak yok” der. Parayı sevmez. Yalnızdır. İçten ve samimi olmasını ister çevresindekilerin, bu samimiyeti bulamayınca da çareyi karşısındakine saldırmakta bulur. Esas güldürü de onun o absürd durumlarından doğar.
Tolga çevik”in Komedi Dükkânı”ndaki Figuran Muhittin”i de Turist ömer”in izinden giden bir diğer karakter. Muhittin işsizden ziyade vasıfsızdır. Hazır cevap ve zeki olmasına rağmen hiçbir işi doğru dürüst becerememektedir. Evi olmadığından setlerde yatıp kalkar. İstanbullu olduğu söylense de herhangi bir ailesi, yakını yoktur. Kompleksli bir yönetmenin elinin altında bir ”karakter” olmaya çalışır, ama hiçbirini başaramaz.
Hem dönemini, hem de günümüz mizah dünyasını etkilemiş olan Turist ömer, Sadri Alışık”ın ustaca çizdiği unutulmaz bir karkater olarak sinema tarihindeki yerini alır. Vücut komedisi ya da absürd komedi diye tanımlanan tarzla diyaloglar üzerinden yaratılan komediyi harmanlayarak her iki espiri anlayışına da kaynaklık eder. İstanbul”un kentleşme sürecinin başladığı yıllarda ortaya çıkarak ”kent meselesini” gündeme getirir ve Türk Sineması”ndaki komedi filmlerine bambaşka bir boyut kazandırır Turist ömer. İstanbul, 60”lardan günümüze daha bir büyümüş ve dünyanın en önemli metropllerinden birisi haline gelmiştir. Bu gelişim, Turist”i ve işaret ettiği bireyin aidiyet sorununu daha da geçerli kılar. Hatta bu yönüyle zamanın ötesinde bir karakter olduğu bile söylenebilir. çünkü Turist”in en özgün yanı lümpen bir aylaklığın sevimli bir biçimde kaçınılmaz olduğunu göstermesidir. Kent büyüdükçe de bu kaçınılmaz aylaklık ve düzene entegre olamayıp ”dışarda kalma” durumu git gide artar.
Büyük oyuncu Sadri Alışık”ı, Hulki Saner”i ve Vahi öz, Mualla Sürer gibi serinin diğer karakterlerini canlandıran isimleri burada saygı ile anıyoruz. Turist ömer şarkısının, İstiklal”de veya Bağdat Caddesi”ndeki metropol flanörleri tarafından söylendiğini işitmek kimseyi şaşırtmasın.
Çok güzel yazı, teşekkürler.