İzleyiciyi 1940’ların Havana’sına, New York’una, Las Vegas’ına, Los Angeles’ına ve Paris’ine götüren film, büyük hayallerin peşinden koşan piyanist Chico ile muhteşem bir sese sahip Rita’nın aşkını konu alıyor. Müziğin bir araya getirdiği çift, hayal kırıklıkları ve ayrılıklarla sınanıyor.
Arkadaşı ve o akşamki sevgilileriyle beraber Rita’nın şarkı söylediği kulübe gelen Chico, ilk görüşte bu çekici şarkıcıya tutulur. Tesadüf eseri, gösteriye çıkması beklenen piyanistin orada olmaması üzerine onun yerini Chico alır. Bunun üzerine Rita’nın aklına girmesi de bir olur. O sırada beraber olduğu adamı bırakan Rita, Chico ile beraber kaçar. Bu da bu ikilinin inişli çıkışlı ilişkilerinin milâdı olur.
1949 yılının Havana’sının arşiv fotoğraflarına ve o zamanlarda Amerikalıları Küba’ya götüren uçaklarda çekilmiş görsellere bakarak dönemin modunu ve görüntüsünü yakalamak isteyen yapımcılar, tarihin tozlu sayfalarını ekrana ilgi çekici bir şekilde yansıtmayı başarıyor. Yazar-yönetmen Fernando Trueba ise Chico karakterini yazarken piyanist Bebo Valdes’in tecrübelerinden yola çıktığını söylüyor. Hatta Bebo Valdes, filmde Chico’nun solo parçalarını da kendisi çalıyor.
Latin ezgileri ve cazın büyüsüne kapılmak isteyenler, kulağa olduğu kadar göze de hitap eden bu İspanyol yapımı romantik animasyon filmini kaçırmamaları gerekiyor.