Sıradan ve yalnız bir hayat süren Muharrem için sık sık ziyaret ettiği dergâhın önemi büyüktür. Yıllardır bir çuvalcıda çalışan, dünya nimetlerine gözünü kapamış bu adamın dürüstlüğü tarikatın önde gelenleri tarafından fark edilince kendisine bir görev teklif edilir. O ana kadar kendi kabuğunda yaşayan, mütevazı hayatında Allah korkusuyla çizdiği ev – iş – dergâh sınırlarının dışına çıkmayan Muharrem, kendini dışladığı dünyanın içinde buluverir: Dergâha ait mülklerden ve gelirlerin toplanmasından sorumludur. Paraya dayalı bu karışık ilişkiler ve dış dünyanın büyüklüğü dengesini bozmaya başlarken, yıllardır bastırdığı cinsellik dürtüsü hiç olmadığı kadar güçlü biçimde patlak vermek üzeredir. Önder Çakar’ın yazdığı Takva, Erkan Can’ın başarıyla canlandırdığı inançlı ve takıntılı Muharrem’in çok güvendiği şeyhinin çizdiği yolla içindeki Allah korkusu ve sevgisinin çelişmesi sonucu ortaya çıkan psikolojik gerilimi oldukça başarılı bir şekilde perdeye taşıyor. Zikir sahneleriyle adından söz ettiren, Türkiye’nin toplumsal yapısıyla ilgili tespitlerde bulunan film Yeni Sinemacılar’a Altın Portakal’da 8 dalda ödül kazandırmıştır.