“10 ver 7 vereyim, biletini keseyim, düğmeye basayım. Ben buyum baba, gişe memuruyum.” Tolga Karaçelik’in ilk sinema filmi olan Gişe Memuru, çocukluğu, hayalleri, geçmişi, olamayacak geleceği, arkadaşları, babası, sevdiği ve yalnızlığı ile kendine yabancılaşmış bir adamın öyküsü. Film, Dünya’ya düşmesi beklenen bir meteor hakkındaki haberlerin dinlendiği sahne ile başlar. Dünya’nın sonunu getirebilecek bir felaket ihtimali karşısında Kenan’ın ve halkın tepkisizliği ile kendi monoton hayatlarında makineleşmiş insanların vurgulandığı, yalnızlık, aidiyet ve ötekileştirme üzerine bir film. Sabah 9 akşam 6 mesaisi, saatlerce süren kesikli beyaz çizgilerin arasında hayal ile gerçeğin birbirine karıştığı sürreel bir ortam oluştururken dayatılan görevlere boyun eğen ve babasıyla yaşadığı çatışmalar eşliğinde kalbini hayali bir kadına kaptıran Kenan, tamir etmeye çalıştığı arabası ile geçmişe dönük maneviyatını arar olmuştur. Film, 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi İlk Film”, “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Görüntü Yönetmeni” ödüllerini almıştır.