Jonathan Larson’ın postmodern La Boheme övgüsü, büyük Broadway hasılatı, Tony ve Pulitzer ödüllerinden sonra filme çekilip müzikal başyapıtlardan biri haline geldi. Chris Columbus versiyonunda izlediğimiz sekiz arkadaş 1989 senesinin yılbaşı gecesinde bir araya gelir. Ödeyemedikleri ev kiraları, uyuşturucu bağımlılıkları, HIV virüsleri ya da sadakatsiz sevgilileri vardır. Buna rağmen hayatlarını sanata ve bohem yaşama bir övgü olarak yaşarlar. New York’un underground sanatçılarını gören herhangi bir izleyici artık seksüel tercihlere, bağımlılıklara ya da ötekileştirdiklerine aynı gözle bakamaz. Artık herkes “biz”dir, herkes yaratıcı, herkes özgürlüğüne düşkündür. Rent ise bu topluluğun insanlarına ve ölülerine bir saygı duruşudur. Çünkü eğer uçlarda yaşamıyorsak, çok fazla yer kaplıyoruz demektir.