Konstantin Lopushansky’nin ilk film yönetmenliği denemesi olan Dead Man’s Letters (1986) Sovyet sinemasının son demlerinde güçlü bir bilim-kurgudur. Dünyanın yıkıma uğradığı bir zamanda geçen film, Nükleer kriz sonrası olanları işler. Profesör bir sığınakta ‘’kurtuluş’’ için çalışır. Sığınak, dışarının-dünyanın- imleyenidir. Burada her yaştan insan vardır ve amaçlar sadece bir yöne dönmüştür. Bir şekilde yaşamak istenilir. Ailelerini kaybetmiş çocuklar, trajik bilginin farkında olan Profesör, sıkıyönetimden kaçanlar filmin ana eksenini oluşturur. Profesör, kutsal bilgiyi ararken trajik gerçeklerle yüzleşecektir. Artık her şey Profesör için bitmiştir. Burada Sovyet sinemasının en güçlü arketipi devreye girecektir. Peki, yine de umut olacak mıdır?
Film, Cannes Film Festivalinin Eleştirmenler Haftasında gösterilmiştir. Sovyet sinemasının umuda dair söyleyecekleriyle dikkat çeker. Güçlü görüntü yönetimi ve senaryosuyla izlenmeye değerdir.
Mustafa Yılmaz