Selcen Ergun’un ilk uzun metrajlı filmi ‘Kar ve Ayı’, dünya prömiyerini bu sene 8-18 Eylül tarihlerinde yapılacak 47. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde gerçekleştirecek.
Kar ve Ayı, dünya sinemasının köklü festivallerinden Toronto Uluslararası Film Festivali’nin önemli keşif filmlerine yer verilen Discovery Bölümü’ne bu sene Türkiye’den seçilen tek yapım oldu. Selcen Ergun’un yönettiği ve senaryosunu Yeşim Aslan’la beraber yazdığı filmin başrollerinde Merve Dizdar ve Saygın Soysal yer alırken onlara Asiye Dinçsoy, Erkan Bektaş, Derya Pınar Ak, Onur Gürçay ve Muttalip Müjdeci eşlik ediyor. Psikolojik gerilim unsurları taşıyan ‘Kar ve Ayı’da kışın bitmek bilmediği uzak bir kasabaya atanan genç bir hemşirenin oradaki erk ilişkileri, sır ortaklıkları ve şüpheyle yüzleşme hikayesi anlatılıyor.
Türkiye-Almanya-Sırbistan ortak yapımı olan ‘Kar ve Ayı’nın çekimleri 2020 yılı kış aylarında Artvin – Şavşat bölgesinin zorlu koşullarında gerçekleştirildi. Film Eurimages, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Medienboard Berlin Brandenburg, Almanya Hamburg Schleswig-Holstein ve Sırbistan Film Merkezi destekleriyle tamamlandı. ‘Kar ve Ayı’, proje aşamasında Köprüde Buluşmalar ve Bosphorus Film Lab’tan birçok ödül kazandı. Görüntü yönetmenliğini Florent Herry’nin üstlendiği, kurgusunu Çiçek Kahraman’ın gerçekleştirdiği filmin müziklerinde Erdem Helvacıoğlu imzası bulunuyor.
Filmin Sinopsisi
Karlarla kaplı, uzak bir kasaba… Yollar kar yüzünden kapalı. Soğuk. Bu sene kış, neredeyse gerçeküstü bir şekilde bitmek bilmemiş. Cemre, her yere çoktan düşmüş de sanki buraları kazara atlamış, uğramamış gibi. Kış uykusundan erken uyanan, çevredeki hayvanları telef eden ayı hikayeleri kulaktan kulağa yayılmış. Uyanan ayıları kimse gerçekten görmemiş olsa da, yakında kasabaya da gelecekleri korkusu sarmış herkesi. Genç bir hemşire olan Aslı, mecburi hizmet için buraya yeni atanmıştır. Kasabadan bir adam olan Hasan, soğuk bir gece ortadan kaybolur. Jandarmanın en büyük derdinin karakola dadanan yarasalar olduğu bu küçük kasabada, bir gece ansızın ortadan kaybolan bir adam türlü türlü dedikodunun yayılmasına neden olur. Aslı, kendisini adım adım su yüzüne çıkan erk ilişkilerinin, sır ortaklıklarının ve şüphenin içinde bulur.