İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 42. İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı.
42. İstanbul Film Festivali 7-18 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival her yıl olduğu gibi bu yıl da Berlin Film Festivali‘nin en iyilerine yer veriyor. Şubat ayında sonuçlanan ve ödülleri dağıtılan 73. Berlin Film Festivali’nin Altın Ayı kazanan filminden Büyük Jüri Ödülü’nün sahibine birçok yeni film festivalin farklı bölümlerinde izleyicilerle buluşacak.
Nicolas Philibert‘in prömiyerini Berlin Film Festivali‘nde yapan ve büyük ödül Altın Ayı‘yı kazanan Küçük Evren festival programında yer alıyor. Christian Petzold‘un Jüri Büyük Ödülü‘nü kazanan filmi Kızıl Gökyüzü, festivalin uluslararası yarışma jüri başkanlığını üstlenen João Canijo’nun Gümüş Ayı Jüri Ödülü‘nü kazanan filmi Kötü Yaşamak, Gümüş Ayı En İyi Senaryo Ödülü‘nün sahibi Angela Schanelec‘in yönettiği Müzik, Alman Sineması’na Bakış kategorisinin en iyi filmi Steffi Niederzoll imzalı Tahran’da Yedi Kış ve Philippe Garrele‘e En İyi Yönetmen ödülünü getiren Pulluk festivalde Türkiye prömiyerlerini gerçekleştirecek.
Sekiz yaşındaki başrol oyuncusuna En İyi Başrol Oyuncusu ödülünü kazandıran Estibaliz Urresola Solaguren imzalı 20.000 Arı Türü, Nespresso Genç Jüri’si tarafından değerlendirilecek Nespresso’nun sponsoru olduğu Genç Ustalar bölümünde yarışırken, İstanbul Film Festivali’nin yeni bölümü Heyula, Berlin’de Karşılaşmalar kategorisinin en iyisi seçilen Burada’ya ev sahipliği yapacak.
Berlin’in En İyileri Film Seçkisine Yakından Bakış
Filme adını veren “L’Adamant” benzersiz bir bakımevi: Paris’in kalbinde, Seine Nehri üzerinde yer alan, yüzen bir yapı ve ruhsal bozukluklardan muzdarip yetişkinleri ağırlayan bir merkez işlevi görüyor. Film bu merkezin gündelik etkinliklerinden manzaralar sunuyor. Küçük Evren Belgesel Kuşağı’nda gösterilecek.
Pulluk’ta büyük ustanın gerçek hayattaki çocukları Louis, Esther ve Lena rol alıyor. Filme adını veren “Pulluk” dört yıldızdan oluşan bir takımyıldızı. Aynı zamanda bir kukla tiyatrosu. Film, baba öldükten sonra yönlerini bulmaya çalışan kuklacı bir ailenin, ailece kukla gösterileri düzenleyen bir kumpanyanın hikâyesini anlatıyor. Pulluk, festivalin Dünya Festivallerinden bölümünde gösterilecek.
Gecenin Sonuna Dek, suçla aşkın, arzuyla cinsel karmaşanın girift hikâyesini anlatan bir gerilim filmi. Fassbinder’den izler taşıyan bu kuir kara film, prömiyerini Berlin Film Festivali’nin ana yarışmasında yaptı, festivalde Dünya Festivallerinden bölümünde gösteriliyor.
Baltık denizi kıyısında, bir yanı orman, küçük bir tatil evinde geçiyor. Dört genç tatillerini hiçbir şeyi düşünmeden geçirirlerken ormanda çıkan yangın eve kadar ulaşıyor. Barbara, Transit ve Undine’nin yönetmeni Christian Petzold’un son filmi, dünya prömiyerini büyük jüri ödülüne layık görüldüğü 2023 Berlin Film Festivali’nin ana yarışmasında yaptı. Kızıl Gökyüzü, festivalde Galalar bölümünde gösterilecek.
Saygın Portekizli auteur yönetmen João Canijo’nun ikili filmleri Kötü Yaşamak ile Yaşamak Kötü aynı otelde geçiyor ve her ikisi de 2023 Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerlerini yaptı. Gümüş Ayı Jüri Ödülü kazanan Kötü Yaşamak Portekiz’in kuzey sahillerinde bir otelin işletmecisi olan birkaç kuşaktan kadınları izliyor. Festivalde hem Kötü Yaşamak hem de Yaşamak Kötü gösterilecek. Yönetmen João Canijo, bu yıl İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma’nın jüri başkanlığını yürütecek.
Alman “Yeni Yeni Dalgası”nın öncüsü Angela Schanelec, klasik bir efsaneyi müzikle birleştirerek, Oidipus trajedisinin kendine özgü ve çarpıcı bir çağdaş yorumuyla sinemaya geri dönüyor. Film, festivalin Paribu sponsorluğundaki Dünya Festivallerinden bölümünde izleyiciyle buluşacak.
Yürütücü yapımcılığını Ruben Östlund’un üstlendiği bu çok eğlenceli film, Camera Obscura ve Lumière kardeşlerden, youtube ve sosyal medyaya “görüntü”nün izini sürüyor ve yıllar boyunca insan davranışını nasıl etkileyip değiştirdiğini gözlemliyor.
Berlin’de Alman Sinemasına Bakış bölümünün En İyi Filmi seçilen ve ayrıca Barış Film Ödülü kazanan Tahran’da Yedi Kış, İran’da 2007’de kendisine tecavüze yeltenen adamı öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanarak idam cezasına mahkûm edilen 19 yaşındaki Reyhane Cebbari’nin hukuksal ve toplumsal mücadelesini gözler önüne seriyor. Steffi Niederzoll yönettiği bu belgeselde İran sınırlarının ötesinde bile direnişin ve kadın haklarının simgesine dönüşen Reyhane’nin kaderinin izini sürüyor. Tahran’da Yedi Kış, festivalde Belgeseller Kuşağı’nda gösterilecek.