Louis Malle’in, sinema iştahımızı kabartmaya oldukça meyilli filmografisi içinde; Paris’in, dostların, aşkların, hayatın, ölümün ve en önemlisi cümlelerin arkasına gizlenmiş bir hayata tanıklık etmemiz için bizleri seyre davet ettiği filmi Le Feu follet (1963). 30’lu yaşlarını yaşamakta olan Alain Leroy’un (Maurice Ronet) uzun süredir gördüğü alkol tedavisi, onu hayatın siyah beyaz depresifliğine daha da itmiştir. Bir süredir karısından ayrı yaşayan Alain, eski arkadaşı ve uzun süreli aşkı Lydia’nın (Léna Skerla) New York’a dönüşünün ardından tedavi gördüğü kliniğe geri döner ama klinikte geçen günlerinin hayatındaki amaçsızlığı değiştirmek adına bir yararı olmaz. İntihar eğilimli bu adamın, yaşama gücünü alevlendirebilmesi için bir ateş bulması gerekmektedir. Eski dostların bu ateşe katkı sağlayabileceğini düşünen Alain, Paris’e gelerek arkadaş toplantısında kendine kapılar aramaya başlayacaktır. Louis Malle’in benzersiz yönetmenliğiyle, Pierre Drieu La Rochelle’in aynı adlı romanından sinemaya uyarladığı Le Feu follet, Eric Satie’nin notalarıyla da yıllar geçse bile gözümüzde canlanıp, kulaklarımızda çınlıyor.