21 Nisan – 17 Mayıs 2015
SALT Beyoğlu, Forum
9 Haziran – 2 Ağustos 2015
SALT Beyoğlu, Kat 2-3
Bu sergi, üç özel koleksiyonu bir araya getirerek sanat eseri toplama merak ve heyecanı ile bu alandaki tercihler üzerine eleştirel bir diyalog ortamı kurmayı amaçlar.
Güncel görsel pratiklere dair ne kent ne de devlet düzeyinde kamu koleksiyonlarının oluşturulduğu bir ülkede yaşamaktayız. Kamu bütçesiyle koleksiyon geliştiren, kamu hizmetindeki özerk kurumlardan da yoksunuz. Türkiye’de güncel sanatın maddi belleği, üretim ve sergileme dönemiyle sınırlı kalır. Çok az sayıdaki özel kurum ise, bu durumun yükünü taşımakla birlikte, “güncel olan”ın da sınırlarını çizer. Özel koleksiyonların çoğu, vizyon eksikliğinden muzdariptir; eserler, ev ve şirket duvarları ya da depolarda erişimden uzaktadır. Son yıllarda SAHA, collectorspace ve SPOT gibi bir dizi yeni girişim, bu alandaki yoğun piyasalaşmayı dengelemek üzere, özel adına kamu nezdindeki güvenilirliği geri kazanmaya çabalıyor. Ancak, özel olan, çoğu zaman mevcut hâliyle kalmaya devam eder; kamusal olan ise, erişilebilirlik ve ortak imtiyazların hâlâ müzakereye bağlı olduğu bir alandır. Böyle bir ortamda, sanat eseri toplayıcılığında bilinç ve sorumluluğun artırılması, sanatın erişilebilir kılınmasında koleksiyonların oynayabileceği rol, acilen değerlendirilmesi gereken konulardandır.
Bu sergi, üç koleksiyoncu ve koleksiyonlarıyla diyalog hâlinde, son 10 yıldaki sanat pratikleriyle bunlara yönelik bireysel keşif ve araştırmalar arasında arabuluculuk yapmaya çalışır. Yerel ve uluslararası işlerden oluşan sergi, koleksiyoncuların en “güçlü” ve “cesur” nitelenebilecek tercihlerinden bir seçki sunar. Sergideki işler, toplumsal olarak eleştirel, politik ve kimi zaman rahatsız edici yönleriyle öne çıkar. Bu koleksiyonlarda, aynı zamanda, video, ses, kitap, film ve slayt enstalasyoları gibi ev ya da ofis ortamında gösterilmesi meşakkatli araçları kullanan işler bulunur. Pek çoğu, genellikle bir koleksiyoncunun hiç almayacağı türde olduğu düşünülen işlerdir.
Sergideki işleri toplayan koleksiyoncular, uzun bir zamandır kendi aralarında koleksiyonculuğa, özellikle de video işlerinin toplanmasına ilişkin yaklaşımlarını tartışmaktadırlar. Bu bakımdan her bir koleksiyon, kendine özgü yönler barındırırken belli bir ölçüde 2000’lerin başından bu yana Türkiye güncel sanatındaki dönüşümleri de yansıtır. Ayrıca, Türkiye güncel sanatının hızlı gelişiminin bir sonucu olarak, yerelin ötesinde bir yaklaşımla farklı coğrafyalardan sanatçıları da içerir.
Özel koleksiyon oluşturmayı, başka koleksiyoncularca da kabul gören toplama kriterlerinden ayrı bir yerde konumlandırıp büyük ölçüde kendine özgü bir faaliyet olarak görmek, günümüz koşullarında oldukça iyimser bir tablo olabilir. “Altın standardı” ve sanat tarihi odaklı nitelikli araştırmaların yokluğunda, ortak kanaatler moda görüşler tarafından yönlendirilir. Bu durum, serginin bir araya getirdiği koleksiyonların ya da sergide yer alan her işin belirli bir beğeniye göre seçildiği anlamına gelmez. Yine de bu proje, her bir koleksiyonun merakla ve zaman vakfedilerek ender özelliklerle oluşturulduğunu beyan eder. Söz konusu koleksiyonlara herhangi bir ayrıcalık ithaf etmeksizin, özgünlükleri açısından ülkedeki az sayıdaki koleksiyon arasında yer aldıklarını vurgular.
SALT Beyoğlu’nun iki katına yayılacak olan serginin öncesinde, 21 Nisan-17 Mayıs tarihlerinde, SALT Beyoğlu’ndaki Forum alanında bir öngösterim gerçekleştirilecek. Koleksiyoncuların ağırlıkla görsel-işitsel işlere olan ilgilerini yansıtan çok katmanlı sergi kapsamında, projenin irdelediği meseleler üzerine kişisel sunumlar ve SALT Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da gösterimler de yapılacak.
Sergideki işler, Bilge ve Haro Cümbüşyan, Ayşe ve Saruhan Doğan, Tüten ve Agah Uğur koleksiyonlarından bir araya getirilmiştir.