11 yaşındaki Paloma (Garance Le Guillermic), Paris’te yaşayan ailesinin burjuva hayatından ve emellerinden sıkılmış, intihar etmeyi düşünen ve dünyaya kamerasından bakan zeki bir kızdır. Paloma’ya intiharı tekrardan sorgulatan şey ise apartmanındaki görevli kadının aslında göründüğünden farklı olması ve küçük kızda merak uyandırmaya başlaması olur. Kimsenin göründüğü gibi olmadığını düşünerek bu derin arayışında bir ışık gibi gördüğü apartman görevlisi Renée’yi (Josiane Balasko) ve özellikle de kitaplarını gözlemlemeye başlar. Tabii ki kamerasını hiç yanından ayırmadan. Edebiyata çok naif dokunuşlar içeren bu filmde özellikle Anna Karenina’yı anımsamak içimizi ısıtan bir nokta oluyor. Hele de bu anımsamadan Renée ve apartmana yeni taşınan Japon Bay Ozu (Togo Igawa) arasında bir aşk doğması bize hayatın tatlı sürprizlerini hissettiriyor. Ama kederin de buna dâhil olduğunu unutmadan…