Yılmaz Güney’in senaryosunu hapisteyken yazdığı, Zeki Ökten’in yönettiği Sürü filmi, asıl olarak, hayvancılıkla uğraşan ve geçim sıkıntısı yüzünden son sürülerini satmak üzere Ankara’ya yolculuk etmeleri icap eden bir Kürt aşiretini anlatır. Fakat filmi asıl çarpıcı yapan, işin bununla kalmaması, filmin Türkiye’deki birçok temel soruna değinen birçok alt hikaye içermesidir. Töreyi reddeden bir oğul, aşiret çatışması, rüşvet, kadının hakir görülmesi, hırsızlık ve hastalık bunlardan bazılarıdır. İnsanların içinde bulunduğu zor koşulları ve mutsuzluğunu, üstüne üstlük medet umdukları büyükşehrin onlara sırt çevirişini Yılmaz Güney’in gözünden ve bazen de şahsen onun dilinden konuşarak anlatan yapım, Türk sinemasında kendi türünün önemli klasikleri arasındadır.