Fassbinder’in senaryosunu Berlin’den New York’a yaptığı 12 saatlik bir uçak yolculuğu esnasında yazdığı, filme çekilmesi ise sadece 10 gün sürmüş olan “Die bitteren Tränen der Petra von Kant“, özgüven sahibi, modern ve kibirli bir moda tasarımcısı olan Petra von Kant’ın geçmişine ve ilişkiler üzerine fikirlerine bir bakış attıktan sonra, Petra’nın genç ve güzel bir kadın olan Karin ile tanışmasını ve yaşadıkları ilişki sonrasında içine düştüğü hazin durumu gösteriyor. Fassbinder’in adeta fetişistik kostüm ve sahne düzenlemeleri ve de karakter seçimleri ile imzasını attığı film, cinsel dürtülerin istismar edilmesi sayesinde kadınların birbirleri üzerinde kurduğu egemenlikleri ironik bir dille anlatıyor. Kısıtlı mekan kullanımıyla ve izleyiciye verdiği his ile bir tiyatro oyununu anımsatan yapım Fassbinder’in incilerinden biri sayılıyor.