Aleksandr Sokurov’un 1997 tarihli başyapıtı Mother and Son, yönetmenin sinema dünyasındaki çıkışını perçinleyen en önemli işlerinden biri olmuştur. Hasta bir anne ve onun bakımını sağlayan oğlunun bir gününe odaklanan bu filmde yönetmen, karakterlerini yalnızlığa terk ettiği zamansız bir evren yaratmaktadır. Sokurov, çok sevdiği annesinin tükenişinin getirdiği acı ve tek başına kalacak olmanın çaresizliğiyle yalpalayan oğul üzerinden kurduğu iki kişilik dünyayla yaklaşan ölümü irdeliyor. 18. Yüzyıl Alman romantik ressamlarını kendine esin kaynağı olarak belirleyen Sokurov, alametifarikası olan deforme olmuş görüntülerini kullanarak her planın canlanan birer tablo haline dönüştüğü, büyüleyici bir film tasarlıyor.