Gerçek bir olaydan esinlenerek hayata geçirilen film oldukça sancılı bir sürecin öyküsüdür. 1972 Ekim’inde Uruguaylı bir rugby takımını da taşıyan 45 kişilik bir uçağın Şili yolculuğu sırasında And Dağları’na düşmesi, hem havacılık tarihinde hem de insanlık tarihinde çok önemli bir yer edinecektir. Sonbahar olmasına karşın şiddetli bir kar fırtınasının ortasında kalan uçaktan kurtulanlar için yaklaşık üç ay sürecek hayatta kalma mücadelesi, insan aklının sınırlarını zorlar niteliktedir. Beyaz bir uçak enkazını karlar arasında bulamayan kurtarma ekiplerinin vazgeçtiğini, 12 gün sonra uçaktaki küçük bir el radyosundan öğrenen kazazedeler, fiziksel ve psikolojik güçlerinin tükenmesine karşın hayatta kalmak için mücadele etmeyi sürdürürler. Bu olaya dair izlenimlerini yazdığı kitapta da ayrıntılarıyla yazan Nando Parrado’nun anlatımıyla süren film, yarı belgesel gerçekçiliğiyle izleyiciyi daha da etkiler.