Andrew Haigh’in senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği dördüncü uzun metraj filmi olan All of Us Strangers, Japon yazar Taichi Yamada’nın 1987’de kaleme aldığı Strangers adlı romanının bir uyarlamasıdır.
Film, izleyiciye tek bir ana soru yöneltir: İnsan mı anılarına, yoksa anıları mı insana sahip olur? Londra’daki ufak apartman dairesinde yalnız yaşayan televizyon senaristi Adam (Andrew Scott), tenha ve izole bir hayat yaşamaktadır. Apartman dairesinden dışarı çıkıp aşağı indiği bir esnada, onu izleyen ve geceyi onunla geçirmek isteyen sarhoş komşusu Harry (Paul Mescal) ile tanışır. Adam bu teklifi isteksizce reddeder ve Harry’yi evine gönderir. İkili arasındaki yürek yakan yakınlık – hem arkadaşlık hem partnerlik- bu şekilde başlamış olur. Harry ile tanışmak Adam’ın geçmişiyle yüzleşmesine vesile olur. Bir tren mesafesindeki artık boş olan çocukluk evini ziyaret etmeye karar verir ve on iki yaşındayken bir araba kazasında kaybettiği anne ve babası ile karşılaşır.
All of Us Strangers, derin kederi ve sonu gelmeyen yası, insani duyguları temel alan bir mercek altında inceler. Bir adamın anılarına yolculuğu, her ne kadar alışılagelmiş bir hayalet hikâyesi gibi gözükse de üzüntü ya da şokla sonuçlanmaz. Haigh’in bizi bu acı anılar ile sonsuz bir huzur ile baş başa bırakabilmesi takdire şayandır. Scott ve Mescal’ın performansları da tıpkı filmin zaman zaman kendisi gibi, dünya dışıdır.
Film 2023 Britanya Bağımsız Film Ödülleri’nde, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo dâhil olmak üzere yedi ödülün sahibi olmuştur.