Yıllar sonra bir araya gelen ve yaptıkları hatalarla yüzleşmek zorunda kalan anne-kızın öyküsünü anlatan, İsveçli yönetmen Ingmar Bergman imzalı “Güz Sonatı”, 1979 yılında Golden Globes’ta en iyi yabancı film ödülü kazanmış, Academy Awards’ta en iyi kadın oyuncu (Ingrid Bergman) ve en iyi senaryo (Ingmar Bergman) dallarında aday gösterilmiştir. Büyük bölümü iç mekanda geçen yapıt, gerek senaryonun derinliği gerekse yaratılan karakterlerin karmaşık ve inandırıcı olmasıyla ders niteliğinde olup, nefret, suç, affetme, hasret, hesaplaşma, sevgi ve hayal kırıklığı gibi pek çok duyguyu barındırmaktadır. Liv Ullmann ve Ingrid Bergman’ın oyunculukları, usta görüntü yönetmeni Sven Nkvist’in yakın plan çekimleriyle daha da büyüyerek seyircinin gözünde paha biçilemez bir performansa dönüşmüştür.
Sinemayı çok seviyorum..kitaplar ve hikayeler hepsi birer film aslında kostüm tasarımcısı olduğum için ekipte de yer almak film kostümleri hazırlamak çok güzel….sizi yakından takip ediyorum sunduğunuz herşeyle biraz daha bilgim artıyor. .sonsuz bir deniz bu ….teşekkür etmek istedim.
Bergman’dan yine bir yüzleşme filmi. Tam bir psikolojik analiz. Bergman iki insanı karşı karşıya getirsin sadece konuştursun bu bile bir bütün filmi işleyebilmesi için yeterli. Sözler karşılıklı konuşmalar sanki bir sanat eserinden işlenmiş gibi. Bergman’ın babasıyla olan sorunları da genelde bilinir. Bütün biyografilerinde bu duruma rastlamak mümkün. Fakat her zaman merak ettim; neden babasıyla olan sorunlarıyla anne ve kızlar ya da genel olarak kadınlar üzerinden yüzleşiyor diye. Buna verecek cevabım filmlerini izledikçe Bergman’ın tam bir kadın yönetmeni olduğudur. Bergman kadınları iyi tanıyor ve onları anlıyor ve kadınları anlatırken hep annesini suçlamaların odağına yerleştiriyor ve kadınlara onun aracılığı ile ulaşıyor. Müzikler ve özellikle piyano sesi filme bu kadar iyi oturabilir. Gerçekten usta yönetmen ve usta oyuncularının yarattığı psikolojik analiz filmi, Bergman tam bir psikoloji ustası, kesin izleyin.