Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    The Power of the Dog (2021)
    Film Önerileri

    The Power of the Dog (2021)

    Rabia Elif Özcan
    1 gün önce
    Altın Lale’nin Peşinde: 44. İstanbul Film Festivali Yarışma Seçkisi
    Drama

    O Da Bir Şey Mi (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Tchaikovsky’s Wife (2022)
    Biyografi / Tarih

    Tchaikovsky’s Wife (2022)

    Ayşe Ekin Sağıroğlu
    2 ay önce
    Io Capitano (2023)
    Drama

    Io Capitano (2023)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Flow (2024)
    Animasyon

    Flow (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    3 ay önce
    Leo (2023)
    Film Önerileri

    Leo (2023)

    Rabia Elif Özcan
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    44. İstanbul Film Festivali Günlükleri-9
    Eleştiri - İzlenim

    Gitmek ya da Kalamamak: Gündüz Apollon, Gece Athena (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)
    Analiz

    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)

    Selin Tanyeri
    5 gün önce
    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)
    Analiz

    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)

    Burakhan Yanık
    1 hafta önce
  • HABERLER
    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı
    Haberler

    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı

    Tuğba Uluay
    2 saat önce
    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor
    Haberler

    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor

    Ekin Taneri
    3 saat önce
    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!
    Haberler

    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!

    Can Turbay
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    8 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    8 ay önce
    Hikayeci (2005)
    Kısa Filmler

    Hikayeci (2005)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    The Power of the Dog (2021)
    Film Önerileri

    The Power of the Dog (2021)

    Rabia Elif Özcan
    1 gün önce
    Altın Lale’nin Peşinde: 44. İstanbul Film Festivali Yarışma Seçkisi
    Drama

    O Da Bir Şey Mi (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Tchaikovsky’s Wife (2022)
    Biyografi / Tarih

    Tchaikovsky’s Wife (2022)

    Ayşe Ekin Sağıroğlu
    2 ay önce
    Io Capitano (2023)
    Drama

    Io Capitano (2023)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Flow (2024)
    Animasyon

    Flow (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    3 ay önce
    Leo (2023)
    Film Önerileri

    Leo (2023)

    Rabia Elif Özcan
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    44. İstanbul Film Festivali Günlükleri-9
    Eleştiri - İzlenim

    Gitmek ya da Kalamamak: Gündüz Apollon, Gece Athena (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)
    Analiz

    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)

    Selin Tanyeri
    5 gün önce
    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)
    Analiz

    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)

    Burakhan Yanık
    1 hafta önce
  • HABERLER
    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı
    Haberler

    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı

    Tuğba Uluay
    2 saat önce
    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor
    Haberler

    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor

    Ekin Taneri
    3 saat önce
    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!
    Haberler

    İkonik Romantik Komedinin 26 Yıl Sonra Devam Filmi Geliyor!

    Can Turbay
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    8 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    8 ay önce
    Hikayeci (2005)
    Kısa Filmler

    Hikayeci (2005)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Röportaj

Bana Karanlığını Anlat (2022) Filminin Yönetmeni Gizem Kızıl ile Röportaj

Nazlı Esen Albayrak Nazlı Esen Albayrak
3 yıl önce
Röportaj, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 8 min
0
0
Bana Karanlığını Anlat (2022) Filminin Yönetmeni Gizem Kızıl ile Röportaj
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

29. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde Ulusal Uzun Metraj kategorisinde yarışan Bana Karanlığını Anlat filmi hakkında yönetmen Gizem Kızıl ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İyi okumalar…

Bu yıl Adana Altın Koza Film Festivali’nde 8 ulusal yarışma filminin 4’ü kadın yönetmenlerin imzasını taşıyor. Yarışma seçkisinde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını da göz önünde bulundurarak sinemamızda kadın konulu hikâyelerin kadın bakış açısıyla anlatılmaya başlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben açıkçası bu söylemin de değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü buradaki varlığımın cinsiyetim üzerinden değerlendirilmesinden mutlu değilim. Siz sordunuz diye söylemiyorum, bunu hepimiz yapıyoruz aslında. Madem bu yola girdik, burada söylemimizi de değiştirip “Ben yönetmen olarak buradayım” demek, olaya kadın yönetmen-erkek yönetmen olarak bakmamak gerekiyor. Ben bir film yaptım, demek ki bu film birilerine dokundu ve festivale bu yüzden seçildi diye düşünüyorum. Kaç tane kadın seçildi, kaç tane erkek seçildi, bununla ilgilenmedim bile. Tam tersine, girdiğim filmleri kendi bakış açımla değerlendirirken bana hitap edip etmemesine bakıyorum.

Aslında şunu söylemeye çalıştık: Uzun yıllar eril bakış açısıyla kadın hikâyeleri izledik ama bu artık kırılıyor. Bu hikâyeyi kadınların anlatması bambaşka, erkeklerin anlatması bambaşkadır. Haliyle bu tarz örneklerin artmasından çok mutluyuz.

Tabii, bu soru üzerinden bunu dile getirmeyi çok istiyorum. Çünkü bu hepimizin yaptığı bir hata ve hemen düzelecek bir şey de değil. “Biz söylemimizi değiştireceğiz ve hemen ertesi gün her şey değişecek” demiyorum ama bence bu durum yavaş yavaş evrilecek.

Bana Karanlığını Anlat, prömiyerini 41. İstanbul Film Festivali’nde gerçekleştirdi ve festival yolculuğuna Adana’da devam ediyor. Sizin bu süreçte seyirciyle kurduğunuz iletişim nasıldı? Söyleşilerde aldığınız etkileşimleri de düşündüğünüzde beklentilerinizi karşılayan ve/veya karşılamayan noktalar neler oldu?

Özellikle Adana seyircisi beni çok mutlu etti. İstanbul’da da öyle olmuştu. İstanbul’da ilk defa seyirciyle buluşmuştuk. Benim filmim kara komedi. Burası komik olsun diye yazmadım ama yazarken eğlendiğim sahneler vardı. Sizi hiç tanımayan birinin izlerken bu sahnelere tepki veriyor, gülüyor olması bambaşka bir şey. Birileri seninle aynı düşünüyor, demek ki evde kendi kendine saçmalamamışsın diye düşünüyorsun. İstanbul’da çok mutluydum. Adana’da çok çok daha mutlu oldum çünkü gerçekten seyircilerin soru-cevap kısmında sordukları sorular, söyledikleri sözler; bana evde tek başıma düşündüğüm her şeyin karşılığı varmış gibi hissettirdi.

Film bir cenaze ortamında geçiyor. Herkes hüzünlü ama bir yandan da hayat devam ediyor. Herkesin aklına alakasız şeyler takılıyor ve bunu dillendirmeden duramıyorlar. İnce detaylar çok güzeldi gerçekten.

Hayatın kendisi zaten komik bir şeydir. Kara komedinin olayı o. Burada dönen dramatik bir olayı yarın kendi aramızda gülerek konuşacağız.

Aslında son derece gündelik sayılabilecek bir yüzleşme hikâyesini “gasilhane” gibi sıra dışı bir mekân üzerinden anlatıyorsunuz. Senaryonun yazım süreci nasıl başladı? Hikâyenin çıkış motivasyonu neydi? Karakter ilişkilerini kurarken size ilham olan filmler/karakterler var mıydı?

Senaryoyu yazarken bu bir film olsun diye yazmaya başlamamıştım. Hikâyeyi daha çok o dönem yaşadığım durumlarla alakalı bir iç dökme olarak kurguladım. O dönem dedemin vefat etmesi, sonrasında gasilhane üzerine izlediğim bir belgesel, gasilhanenin o gerçekliği, yalınlığı, cenaze evinde yaşanan o aile durumu gibi etkenler en önemli motivasyon kaynağımdı. Bir filmden veya kitaptan değil de yaşadıklarımdan, etrafımdakilerden etkilenerek başladım yazmaya.

Gasilhanede yapılagelen şey, aslında bir gassal için çok sıradandır. Ama bizim için alışılmadık bir eylem. O nedenle insanlar sürekli “Şimdi ne olacak?” diye soruyor. Gassal, filmin absürtlük dozu açısından etkili bir karakterdi. Siz bu konuda neler söylersiniz?

Gassalda dikkat etmeye çalıştığım şey, Selim Can’la birlikte ete kemiğe büründü. Şöyle bir şey var, cenazede bir kadın ve bir erkek baş başa kalıyor. Selim Can karakterinin sürekli Nermin’le ilgileniyor olması ters tepki de yaratabilirdi ama o kadar cinsiyetsiz bir karakter ortaya çıktı ki hiçbir gerilim oluşmadı. O anlamda şanslıydım. Selim Can tam istediğim gibi bir oyunculuk sergiledi.

Tam tersi, yoldaşlık bile yaptılar.

Yoldaşlık yaptılar aslında evet. Fehmi karakteri oradaki saf melek gibi aslında, her şeyi söylüyor. İyi veya kötü de değil, kadın veya erkek de değil. Öyle olunca da diğer karakterleri bize yansıtan, aynalayan karakter oldu.

Tek bir bina etrafında birden fazla yüzleşmeye tanık olduğumuz, yer yer bir tiyatro oyununu andıran filme tek mekân filmi demek sanırım yanlış olmaz. Bu, senaryo fikri ortaya çıkmadan önce tasarladığınız bir şey miydi? Mekân seçimi ve organizasyon sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?

Aslında tek mekânın içinde birçok mekân gibi kurguladık. Sanat yönetmenimiz Atilla Çelik sayesinde şahane bir dekor yaptık. Hayal ettiğim her şeyi fazlasıyla verdi. Öncesinde Atilla’yla da çok konuştuk. O da benim isteklerime çok heveslendi. Devamında onun katkılarıyla süreç devam etti. Haliyle mekânı öyle bir hale getirdik ki aslında tek mekân içinde birkaç mekân yarattık. Bahçe, arka alan ve içerisi var. Zaten içeriyle ilgili hep istediğim şey, orasının sıkışık ve karanlık olmasıydı. Bütün sorunların yaşandığı yer orası çünkü. Dışarısı yaşamı da temsil ediyor. Haliyle dışarıda konuştukları meseleler de daha maddi şeyler. Öyle ikiye ayırmak istedim. Mekân bulmak konusunda da ilk başta gerçekten gasilhanede mi çeksek diye düşündük ama bu sefer benim istediğim trafiği sağlayamayacaktık. Görsel ve lojistik olarak da istediğimiz gibi olmayacaktı. Bu mekânı bulmamızda prodüksiyonun da büyük emekleri var. Şansımın yaver gittiğini düşünüyorum. Senaryoyu yazarken düşlediğim mekân tam olarak buydu. Ondan sonrası zaten sanattaydı.

Film boyunca karakterler kapının iki kenarında oturuyorlar, sanki taraf gibi. Anne bir tarafta, Nermin bir tarafta… Diğer gelin biraz daha ara bulucu; bir orada oturuyor, bir diğer tarafta. Hesaplaşmalar kapı hizasında yapılıyor ama herkes kendi dünyasındaysa kenarlarda duruyor.

Çok mutlu oldum bunu fark etmenize. Çok doğru. Terazinin dengesi gibi… Orada o terazinin dengesini sağlamaya çalıştım. Yüzleşme yaşandıktan sonra karakterlerin sakinledikleri anlar, dengede durdukları anlar. İyi ve kötü karakter diye bir şey yok, çünkü öyle bir insan da yok. Nermin’i de ben burada dünyanın en iyi insanı olarak konumlandırmıyorum. Sonuçta onun da hataları var. Satı’ya da dünyanın en kötü insanı diyemeyiz çünkü o da öyle görmüş. Onun hayatı da o. Yine diğer karakterlerden Ahu için de saf ve temiz diyemeyiz. O yüzden karakterleri bütün objektifliğimle çizmeye çalıştım.

Film tek mekânda geçtiği için ağırlıklı olarak diyalogların hâkim olduğunu görüyoruz. Bu süreçte neleri gözlemlediniz? Oyuncuların doğaçlama yapmasına müsaade ettiniz mi? Senaryo metniyle ortaya çıkan iş arasında ne gibi farklılıklar var?

Senaryoyla çıkan iş arasında neredeyse hiç fark yok. Şunu yaptım ama: Oyuncu bir diyalogda anlatmak istediğim şeye uyduğu, A noktasından çıkıp Z noktasına vardığı sürece, onun ağzına uyacak şekilde senaryodaki diyaloğu değiştirmesine alan tanıdım. Bu benim de işime geldi çünkü bazen yazarken daha didaktik olunabiliyor. Prova sırasında “Tamam, o kelimeyi öyle söyleme, böyle söyle” ya da “O hareketi oturarak yapma; belli ki yürüyerek daha iyi olacak” diyerek bazı yerleri değiştirdik. Ama günün sonunda her şey anlatılması gerekeni anlattı.

Tekrar kısaya dönüş düşünüyor musunuz peki?

Şöyle, ben sette olmayı çok seviyorum. Set olduğu sürece kısa olabilir, reklam olabilir, film olabilir, dizi olabilir; hiç ayırmıyorum. O hali seviyorum çünkü. Çok hoşuma giden ve çekmek istediğim bir şey olursa kısa da olabilir.

Bunu genelde yönetmenlere soruyoruz. Çoğu kariyerine kısayla başlıyor, sonra ilk uzununu çektikten sonra bir daha kısaya dönmüyor. Çok nadir örnekleri var bunun.

Çünkü bence Türkiye’de özellikle kısanın değeri daha yeni anlaşılmaya başladı. Kısaya ilk defa bu kadar prodüksiyon ayrılıyor. Gerçekten çok güzel ve özendiğim işler çekiliyor. Şu an bunun ayrı bir sektörü oluşmaya başladı. Haliyle o da prodüksiyona ve çıkan işlere yansıyor. Tabii ki yazdıklarım uzun metraj olduğu için uzun çekmek istiyorum ama şahane bir kısa film fikri gelirse hayır demem.

Pandemi döneminin başında Uyku Öncesi: Karanlık Masallar isimli bir podcast dizisine başladınız. Sinopsiste de belirttiğiniz gibi, bu masallar kimi zaman kasvet kimi zaman korku barındırıyor. Bana Karanlığını Anlat’ı da dâhil ederek düşündüğünüzde, nedir bu karanlık metaforu?

Öncelikle çok mutlu oldum. Karanlıkla ilgili, gerilimle ilgili soru geliyor ama podcast için bunu ilk kez cevaplayacağım. Uyku Öncesi: Karanlık Masallar Mine Söğüt’ün hikâyelerinden baz aldığım bir seri. Hatta Mine yeni kitabı Gergedan’ı da verdi ve “Hadi, bununla da podcast yapalım” dedik. Benim asıl oyun alanım podcast. Tamamıyla hayal ettiğim, kimseye hesap vermediğim, istersem yaptığım istemezsem yapmadığım, içine dâhil olan oyuncu arkadaşlarımın da hep çok severek yaptıkları bir iş. Hatta uzun zamandır orayla ilgilenmediğim için kendimi kötü hissediyorum. Bu karanlık mevzusuna gelince, ben korku yazarak başladım. İlk kısa filmim korkuydu. Ondan öncesinde de yazdığım senaryolar korku, çektiklerim gerilimdi. Bir de türün çok iyi izleyicisiyim. Ben kahvaltıda bile korku filmi izlerim. Dışarıdan birazcık daha eğlenceli ve parlak görünürüm ama içerisi daha karanlıktır. Orası iyileşmeye başladıkça yazdığım şeyler de yumuşamaya başladı bence. Bu daha çok psikolojimle alakalı bir durum. Kendi terapi metodum gibi. Haliyle, karanlıktaysam yazdıklarım çok karanlık oluyor. Şimdi yumuşuyorum ama. Kara komedi hoşuma gitti. Daha da yumuşatarak devam etmek
istiyorum.

Prömiyerini gerçekleştirmeden önce merakla beklediğimiz, senenin iddialı yapımlarından Bana Karanlığını Anlat’ı festivaller dışında sinemada görebilecek miyiz? Filmin belirli bir vizyon tarihi var mı?

Evet, filmimiz 23 Eylül’de vizyonda olacak. Filmi festival haricinde birileri daha izleyecek diye heyecanlıyım. Ama festival sürecimiz de devam ediyor.

Nazlı Esen Albayrak
Hilal Önal

Nazlı Esen Albayrak

3 Ocak 1995'te Adana'da doğdu. Okumayı biraz erken söktüğü için kitaplarla çok küçük yaşta tanıştı. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi, ayrıca üniversitenin Film Çalışmaları Sertifika Programı'nı tamamladı. Şu anda Galatasaray Üniversitesi Medya ve İletişim Çalışmaları Bölümü'nde yüksek lisansına devam ediyor. Hayatta en büyük mucizenin küçükken iyi bir öğretmene rastlamak olduğuna inanıyor ve bu konuda kendini epey şanslı hissediyor.

Etiketler: 29. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivalialtın kozaBana Karanlığını AnlatGizem KızılUyku Öncesi: Karanlık Masallar
Nazlı Esen Albayrak

Nazlı Esen Albayrak

3 Ocak 1995'te Adana'da doğdu. Okumayı biraz erken söktüğü için kitaplarla çok küçük yaşta tanıştı. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi, ayrıca üniversitenin Film Çalışmaları Sertifika Programı'nı tamamladı. Şu anda Galatasaray Üniversitesi Medya ve İletişim Çalışmaları Bölümü'nde yüksek lisansına devam ediyor. Hayatta en büyük mucizenin küçükken iyi bir öğretmene rastlamak olduğuna inanıyor ve bu konuda kendini epey şanslı hissediyor.

YazarınDiğer Yazıları

    “Ölü Mevsim” Festival Yolculuğunun Ardından Vizyonda

    “Ölü Mevsim” Festival Yolculuğunun Ardından Vizyonda

    4 Mayıs 2025
    Alexander Payne, 82. Venedik Film Festivali’nin Jüri Başkanı Oldu

    Alexander Payne, 82. Venedik Film Festivali’nin Jüri Başkanı Oldu

    28 Nisan 2025
    Pelin Esmer İmzalı “O da Bir Şey mi” Filmi Türkiye Prömiyerini Gerçekleştirdi

    Pelin Esmer İmzalı “O da Bir Şey mi” Filmi Türkiye Prömiyerini Gerçekleştirdi

    21 Nisan 2025
Sonraki Yazı
İklim, Aktivizm ve Çocuklar: The Crusade (2021)

İklim, Aktivizm ve Çocuklar: The Crusade (2021)

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Av Ya Da Avcı Olmak, İşte Bütün Mesele Bu!: İnsanlar İkiye Ayrılır (2020)

Av Ya Da Avcı Olmak, İşte Bütün Mesele Bu!: İnsanlar İkiye Ayrılır (2020)

Tuba Büdüş
5 Ekim 2021

Bir İçerik Üreticisinin (Gerçek) Anıları: Sweat (2020)

Bir İçerik Üreticisinin (Gerçek) Anıları: Sweat (2020)

Selin Tanyeri
29 Eylül 2021

Sorry We Missed You (2019): Haksızlığa Öfkelenmiyorsan Nasıl Bir İnsansın?

Sorry We Missed You (2019): Haksızlığa Öfkelenmiyorsan Nasıl Bir İnsansın?

Büşra Soylu Küçükkaya
17 Temmuz 2021

Mafya Filmleri

Mafya Filmleri

Fil'm Hafızası
28 Haziran 2021

Bugün Dünün Aynısıydı: Zamansal Döngü Filmleri

Bugün Dünün Aynısıydı: Zamansal Döngü Filmleri

Burakhan Yanık
25 Haziran 2021

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Biz Kimiz?
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In