Yıllardır biliriz ki birçok oyuncu çalışırken set aralarında ördükleriyle ‘dinlenmiş’tir. Doris Day, Bette Davis, Ingrid Bergman, Grace Kelly, Rita Hayworth, Sophia Loren ve Marilyn Monroe gibi güçlü kadın modellerini, bu özellikleri açısından öne çıkan isimlerden sayabiliriz. Çoğunlukla kadın işi olarak görülen örmek eylemini, yine set aralarında ya da gündelik yaşamlarında gerçekleştirdiğini ifade eden önemli aktörlerden bazıları ise David Arquette, Ryan Gosling, Russell Crowe, Gary Cooper, Ugo Tognazzi, Laurance Fishburne ve Tom Hanks’tir.
Kimine göre başlı başına bir iş, kimine göreyse rahatlamak için kullanılan bir yöntemdir örmek. Bugün birçok sağlık sitesinde de zihni diri tutmanın, konsantrasyonu sağlamanın, stresi alt etmenin başını çeken eylemlerden biri olarak tanımlanır üstelik.
Aşağıdaki listede, örgüyle öyle ya da böyle haşır neşir olmuş film karakterlerinden oluşan bir derleme okuyacaksınız. Bu filmlerden bazılarında örgünün sembolik anlamları varken bazılarında ise örmek, sadece rutin bir aksiyon olarak yer bulmaktadır kendine. Hadi… Yazıya şimdilik 15 ilmekle – pardon (!) – 15 karakterle başlayalım;)
Breakfast at Tiffany’s (1961)
Blake Edwards
Her ne kadar hayatı umursamayıp gününü yaşıyor görünse de Holly (Audrey Hepburn), düş kırıklıklarıyla baş etme yöntemini hep kendisi belirler. Portekizce öğrenmeye başladığı sırada kocaman kırmızı bir ‘şey’ de örmeye başlar. Her ne kadar ördüğü ‘şey’in ne olduğunu kendisi dahi bilmese de ona göre bu, sözde mutluluğunun simgesidir.
Enough Said (2013)
Nicole Holofcener
Kızı henüz beş yaşındayken örmeye başlayıp da bitiremediği sarı battaniyenin varlığını, kızı üniversiteye gitmek için evden ayrılacağı zaman hatırlar ve şişleri yeniden eline alır Eva (Julia Louis-Dreyfus). Aslında baş edemediği yalnızlık korkusudur onu örmeye iten.
Demolition Man (1993)
Marco Brambilla
Fantastik bir bilim kurgu filminde, rehabilitasyon eğitiminin bir parçası olarak, John Spartan’ın (Sylvester Stallone) ellerinde karşımıza çıkar kırmızı bir yumak ile iki adet şiş. John’un bir oturuşta ördüğü şey, Lenina Huxley’e (Sandra Bullock) hediye edilen bir kazaktır artık.
Ladies in Lavender (2004)
Charles Dance
1936’da, İngiltere’nin Cornwall kasabası sahilindeki evlerinde birlikte yaşayan iki kız kardeşten hiç evlenmemiş olanıdır Ursula (Judi Dench). Hayatları ne yönde değişirse değişsin, yaşadığı dönemin de etkisiyle onun için çorap örmek, çay içmek kadar yaşamın olağan bir parçasıdır.
Mr. Lucky (1943)
H.C. Potter
Dolandırıcılık amacıyla bir yardım kuruluşuna üye olmaya çalışan Joe ‘Bascopolous’ Adams (Cary Grant); baskı yoluyla da olsa bu kuruluşta örgü öğrenmeye başlar. Örgü, Joe’nun dâhil olmaya çalıştığı organizasyonun gerekliliklerinden biri olduğundan, amacına ulaşması adına atlaması gereken bir eşik olacaktır. Kuruluşun başındaki kadının Joe’ya organizasyonu anlatırken gerçekleştirdiği konuşma, örme eyleminin pekâla maskülen yönünün de olması gerektiği şeklindedir. Çünkü bu kuruluşta örgüyü öğrenen kadınların neredeyse hepsi, bir sonraki yıl erkeksi olarak nitelendirilen otobüs, araba kullanmak gibi başka alanlara çoktan geçiş yapmışlardır bile.
The Bat (1926)
Roland West
Polisiye bir gerilim olan bu sessiz filmin elinden şişi düşürmeyen karakteri, aktris Emily Fitzroy ‘un canlandırdığı Cornelia Van Gorder’dır. Onca gizemli olay arasında, başına bir iş gelmesinin muhtemel olduğu durumlarda dahi örmeye devam eder Cornelia. Aslında ören bir insan olmasının yararı, olayın gizemi onun bu alışkanlığı sayesinde çözüldüğünde ortaya çıkar.
Harry Potter Serisi
Harry’nin (Daniel Radcliffe) en yakın arkadaşı Ron’un (Rupert Grint) annesi Molly Weasley (Julie Walters), çocuklarına her Noel’de, üzerlerinde adlarının baş harflerinin de bulunduğu kazaklar örer. Harry de artık aileden sayıldığı için, her yıl bu gelenekselleşmiş kazak hediyesinden o da nasibini alır. Örgüleri pek beğenilmese de Molly, bıkıp usanmadan örmeye devam eder.
Como Agua Para Chocolate (Like Water for Chocolate – 1992)
Alfonso Arau
Pembe dizileri aratmayan öyküsüyle Meksika’da yaşanan bir aşkı anlatır film. Tita (Lumi Cavazos), âşık olduğu adamla ablasının evleneceğinin kesinleştiği gün odasında gözyaşlarıyla battaniye örmeye başlar. Ruhunun üşümesini yok edecek büyüklükte örmektir amacı ancak olaylar öyle tahmin edemeyeceği şekilde gelişir ki bitmeyen bir çiledir artık elinde tuttuğu ve sonu gelmeyen örgü.
Mrs. Miniver ( 1942)
William Wyler
Gösterime girdiği yıl altı dalda Oscar alan bu öykünün ana karakteri Mrs. Miniver (Greer Garson), orta sınıf bir İngiliz ailesinin temsili üyesidir filmde. Savaş sırasında geçen öyküde Mrs. Miniver, eşi ve küçük çocuklarıyla birlikte kaldıkları sığınakta, top tüfek sesleri eşliğinde örgü örmektedir. Böylelikle elindeki yumakla uğraştıkça hayat normalleşir. Filmde, Mrs. Miniver’in oğlu pilot Vin’in âşık olduğu asilzâde Carol’ın büyükannesi Leydi Beldon da örgü ören bir başka karakterdir. Özetle, bu filmde örgünün sınıfı yoktur.
Wool 100% (2006)
Mai Tominaga
Ume (Kyoko Kishida) ve Kame (Kazuko Yoshiyuki) adlı asosyal iki yaşlı kız kardeş, çöplerden topladıkları her türlü ve oldukça eski eşyalarla sıra dışı bir ev yaratmışlardır kendilerine. Bir gün ayaklarına dolanan kırmızı iplik yumakları bulurlar ve hayatları olağan seyrinin dışına kayar, çünkü yumaklarla birlikte gelen davetsiz genç bir örgücü misafirleri vardır artık: Aminaoshi (Ayu Kitaura). Film animasyon olarak başlar, reel oyuncularla devam eder. Japon yapımı olan bu fantastik komedi anlatılmaz, izlenir.
A Cry In The Dark (1988)
Fred Schepisi
Küçük bebeğinin, kamp yaptıkları sırada kaybolması sonucu eşiyle birlikte uzun bir dava sürecine dâhil olan Lindy (Merly Streep), akşamları evine döndüğünde birileriyle dertleşirken ya da söylenirken eline alır örgüyü. Neredeyse tüm ülke basını ve halk onu alenen suçlasa da onun her yeni ilmeği, kafasından geçenlerin dostane eşlikçisi gibidir.
Gone With The Wind (1939)
Victor Fleming
Filmin esas kahramanı Scarlett’in (Vivien Leigh) davranışlarından ötürü azarlandığı bir akşam, masada oturan diğer üç kadının; Melanie (Olivia de Havilland), Bayan Meade (Leona Roberts) ve özellikle India’nın (Alicia Rhett) dudaklarından dökülür ‘normal’ bir kadın olmanın gereklilikleri. Eleştiriler ilmek ilmek sıralanırken örgüler de bu kadınların ellerinde kızgınlıkla yolunu bulur.
The Addams Family
Yıllarca dizi ve film olarak farklı zaman ve formatlarda, bambaşka oyuncularla karşımıza çıkan fantastik Addams Ailesi’nden Morticia’nın ördüğü üç kollu ya da bacaklı giysileri kim unutabilir ki? Hatta yalnız kendisi örmekle kalmayıp, Lurch’a bile öğretmiştir örgüyü.
Sweet November (2001)
Pat O’Connor
Şükran Günü yemeğini planlarken bir taraftan da elinde yeni örmeye başladığı bir atkı vardır Sara ‘nın (Charlize Theron). Zaten film boyunca, zevkli Sara’nın kullandığı her şal, hırka ve atkının birbirinden güzel el örgüleri olduğunun bilinciyle beyazperdeyi takip eder izleyici.
Frances Ha (2012)
Noah Baumbach
Film başlar başlamaz, Frances’in (Greta Gerwig) aynı daireyi paylaştığı en yakın arkadaşı ile ilişkisini bize anlatan sahnelerden birinde, Sophie’nin (Mickey Sumner) elindedir örgü. Bir kanepeye karşılıklı uzanmışlarken Frances, Sophie’ye elindeki kitaptan bir bölüm okumaktadır. Sophie ise onun tam karşısında oturmakta bir şeyler örmektedir. Başlarda iletişimlerinin yakınlığı ve sıcaklığının bir ifadesi olarak yorumlayacağımız bu örgülü detay, sonlara doğru Sophie’nin kişisel tercihlerinin, Frances’in hayat akışındaki iplerin kimin elinde şekilleneceğinin de bir nevi habercisi gibidir.