Bu yıl ikincisi düzenlenen İstanbul Coffee Festival, tüm ihtişamıyla yıllara meydan okuyan Haydarpaşa Garı’nda 22-25 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek.
Dört gün boyunca sürecek kafein bayramı, bu “her zaman genç” mekanda tarihi dokuyu kahve kokusu eşliğinde yaşamak, hissetmek, yepyeni tatlar tatmak ve kahveye dair bilmediklerimizi öğrenmek için kaçırılmayacak bir deneyim sunuyor.
Festival İçeriği :
- Dünyanın farklı bölgelerinden gelen kahveleri tatmak, keşfetmek
- Yerli-yabancı profesyonel baristaların hazırladığı kahveleri tatmak, showlarını izlemek
- Butik kahve dükkanlarının lezzetlerini tatmak
- LAB.lere katılıp sektörün duayenlerinden kahve ile ilgili bilgi almak
- Cupping, tasting, kavurma gibi atölye çalışmalarına katılmak
- Sektör uzman ve yönlendiricileri ile bir araya gelmek
- Evde kaliteli kahve yapımını öğrenmek ve gerekli aletleri satın alabilmek
- SCAE Türkiye Kahve Şampiyonası’nı izlemek
- İmza yiyecek ve içeceklerin tadına varmak
- Alışveriş yapmak
- Müziğin keyfini çıkartmak
- Özel sergiyi ziyaret etmek
- İnteraktif ve eğlenceli festival deneyimi yaşamak
- Muhteşem Haydarpaşa Garı’nda kahve keyfini yaşamak.
Mekan:
HAYDARPAŞA GARI
İstanbul’un Anadolu’ya ve Orta Doğu’ya açılan ilk kapısı (garı) olan Haydarpaşa gar binası inşaatına devrin Osmanlı padişahı II. Abdülhamit (1842-1918) döneminde 30 Mayıs 1906 tarihinde tamamlanarak hizmete girmiştir. Binanın bulunduğu sahaya Selimiye Kışlası’nın yapımında büyük emeği geçen padişah III.Selim’in paşalarından Haydar Paşa’nın adı verilmiş ve bundan sonra bu yere yapılan binada bu adla anılagelmiştir.
Gar binasının plan ve projesini Otto Ritter ve Helmuth Cuno adlı iki Alman mimar, yapım işlerini Ph. Holzmann inşaat firması gerçekleştirdi. Her biri 21 m uzunluğundaki 1100 ahşap kazık üzerine oturtulan gar binasının mimarisi, Prusya yeni-rönesans üslubunda gerçekleştirildi. İki kolu farklı uzunlukta olan “U” planıyla inşa edilen binanın iç avlusu kuzeye, deniz cephesi ise güneye bakacak şekilde konumlandırıldı. Binanın temelinde Hereke’den getirtilen pembe granit, dış yüzünde ise Lefke’den getirtilen kolay işlenebilir, sert hava koşullarına dayanıklı taşlar kullanıldı. Ahşap çatısı, Alman mimarisinde sık kullanılan dik çatı seklinde tasarlandı. Çatı hizasındaki saat, Alman Demiryollarının simgesi olan kartal kanadı ile süslendi. Daha sonra bu motif, Türk demiryollarının simgesi olarak kabul edildi. Haydarpaşa Garı’nın iç süslemeleri ve vitrayları da, yine bir Alman sanatçı olan Linneman tarafından yapıldı.
Toplumsal hafızamızda Haydarpaşa Garı, İstanbul kentine, bir yandan Türkiye’nin Batısına ulaşma noktası bir yandan da Türkiye’nin Anadolu topraklarındaki başkenti ile Doğu kentlerine gidiş noktası olarak simgesel bir yere sahiptir. Haydarpaşa Garı hizmete açıldığı tarihten kapandığı tarihe kadar İstanbul’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan İstanbul’a sayısız yolcu, cepheye taşınan askerler, silahlar, mektuplar, göçlere şahitlik yapmış bir dünya mirası bir bina olarak halen İstanbul’un boynunda nadide bir mücevher gibi durmaktadır. Görkemli bir görünüme ve orijinal bir atmosfere sahip olan Haydarpaşa Garı, filmlerde ve edebiyatta ayrılık ve kavuşma sahnelerinin, umut ve özlemlerin değişmez dekoru olmuştur.