“Ruh içinde taşıdığı ateş oranında bilgedir.” Anton Çehov’un eserinde başrolde sahneye çıkacak olan Paul’ün kendi içinde yaşadığı buhranlar ve oyuna yeteri kadar kendini verememesi, ilk kıvılcımı ateşleyen öğelerden biri olarak filmin başlangıcında bizi karşılamaktadır. Paul, içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan kendi ruhunu sorumlu tutmakta ve ancak ondan kısa bir süreliğine kurtulduğunda hem oyunu iyi bir şekilde kotarmayı hem de kariyerine başarılı bir şekilde devam etmeyi hedeflemektedir. Bu yüzden ruhunun %95’lik kısmını aldırarak hedefine doğru sağlam bir adım atmıştır fakat işler planlandığı gibi gitmeyecektir. Bir yandan ruh kaçakçılığı yapan Ruslar, diğer yandan ise ruh taşıyıcılığı yapan Nina’nın da devreye girmesi ile birlikte, Paul kendi bedeninde başka bir ruh ile bir süreliğine yaşamak zorunda kalacak, Paul’ün ruhu ise başka coğrafyalarda vücut bulacaktır, gerisi ise bir arayış ve ruhun peşi sıra gidilecek soğuk memleketlere gebe bir hikaye olarak karşımıza çıkacaktır. Yapım, Paul Giamatti’nin tek kişilik dev performansı, barındırdığı kara mizah öğeleri ve sıra dışı senaryosu ile dikkat çekicidir.