İşinde başarılı, mutlu bir ilişkisi olan ve tipik bir şehirli kadın profili çizen Esther bu normlar çerçevesinde ‘normal’ olması beklenen biridir. Fakat bir gün katıldığı bir partide, herhangi bir olumsuzluk yokken bacağının kaşıntısı yüzünden bahçeye çıkar. Sert bir cisimle bacağını kaşırken yaralanır, fakat bunu çok da umursamaz. Ancak bu basit bir yaralanmadan fazlasıdır ve bu olay onun kendi derisiyle kurduğu garip bir ilişkinin başlangıcı olacaktır. Öyle ki artık işi ve sevgilisiyle olan ilişkisi zarar görmeye başlar. Esther içinse önemli olan tek şey derisiyle yaşadığı garip ilişkidir. François Ozon’un birkaç filminde senarist olarak imzası bulunan ve Esther’i canlandıran Marina de Van’ın ilk yönetmenlik denemesi olan “Dans ma peau”, son dönem Fransız sinemasının rahatsızlık verici örneklerinden biri. Sessiz atmosferi ve tuhaflığıyla izleyiciye ilk anda Trouble Every Day (2001)’i hatırlatabilecek olan film, konusu gibi görüntüleriyle de izleyiciyi uyanık tutmayı başarıyor.