Yönetmen Ali Vatansever, Fikirtepe’nin bugünkü dönüşüm halini tüm saflığı ile beyazperdeye yansıtır. Filmde, Fikirtepe’de yaşayan iki ailenin ekmek kavgasına dolayısıyla yaşam mücadelesine şahit oluyoruz. Peki, böyle bir ortamda saf kalabilmek mümkün müdür ya da hangi safı tutacağımıza karar verebilir miyiz?
Saf (2018), her şeyden önce insanların nasıl dönüştüğünü anlatıyor. Anadolu’dan göçüp gelmiş Kâmil ile Suriye’deki iç savaştan kaçmış Ammar’ın İstanbul’da hayata tutunma çabalarını izliyoruz. Kâmil, kentsel dönüşüm projesinin şantiyesinde iş için sırada beklerken şantiye sorumlusu ile Ammar arasında arbede çıkar. Kâmil, kavgayı ayırmak isteyince, şantiye sorumlusu ona kızar ve “Senin ekmeğini elinden alsın da göreyim” der. Kamil’in art niyet barındırmayan bu eylemi, onun saf tutumundan ötürü suçlu durumuna düşürmüştür.
-Belli ki bu iki işçinin kavgasından başka bir şey değil.
Film boyunca benzer dertlerden mustarip olan insanların, ekmek ve ırk ekseninde birbirleriyle nasıl savaştıklarını izliyoruz. Elbette bu noktada yalnızca bireyleri değil, devlet politikalarını ve kurumlarındaki problemleri de alt metinde işliyor. Göçmen politikasındaki eksiklikler, barınma sorunu, işsizlik, bürokratik engeller ve kentin dönüşümü dolayısıyla sosyal yapının dönüşümü insanları birbirlerinden uzaklaştırarak, kutuplaşma ortamını doğuruyor.
Filmdeki bir başka önemli ayrıntı ise kenttir. Fikirtepe’de kentsel dönüşüm projeleri vardır ve yönetmen Vatansever toprak ile insanın ilişkisini irdeler. Bir tarafta eşinin ağrılarını toprak ile dindiren, bahçesinde ürün yetiştiren, ürünlerine ezan dinleten, geleneklerine ve kültürüne bağlı bir yaşantı süren Kâmil; diğer tarafta ise topraktan yükselmek ve kentsel ranttan pay almak isteyen İstanbul sermayesi var.
Filmin ilk yarısında Kamil’in karakter dönüşümünü izlerken; ikinci yarısında eşi Remziye’nin karakter dönüşümünü seyrediyoruz. Bu dönüşüm süresince kamera yalnızca karakterleri takip ediyor. Bu bağlamda mekânlar geniş açıda gösterilmiyor. Filmde Fikirtepe’yi, şantiye sahasını, gecekondu mahallesini ya da mega projeleri net bir şekilde görmüyoruz. Fikirtepe’yi yalnızca duyuyor ve hissediyoruz. Yönetmen Vatansever, uygulanan politikaların ve değişen kentin, insanları nasıl dönüştürdüğüne odaklanıyor.