Eski bir hemşire olan Elena, on yıl öncesinde hastanede tanıştığı zengin dul Vladimir ile evlenmiştir. Elena, iki çocuğu olan, bir türlü dikiş tutturamamış işsiz oğluna düzenli olarak maddi yardımda bulunmaktadır. Bu durumdan zaten pek hoşnut olmayan Vladimir, Elena’nın askere gitmemesi için üniversiteye kayıt ettirmek istediği büyük torunu adına para vermeyi reddeder. Vladimir, hasta yatağında iken tüm mirasını pek sık görüşmediği ve anlaşamadığı şımarık kızına bırakmaya karar verdiğini açıklayınca, Elena büyük bir ikileme düşer. Andrey Zvyagintsev ilk iki filminde de olduğu gibi acele etmeden, ağır ama kendinden emin bir şekilde hikâyesini aktarmayı başarıyor. Günümüz Rusya’sından bir kesit sunan Rus yönetmen, Dostoyevski’nin yolundan gidiyor, insanın doğasına dair sorular sorarak, doğruyu ve yanlışı irdeliyor. Bunu yaparken de yanlış olanın kişileri bağlayan yozlaşmış bir sistem olduğuna işaret ediyor.