Başarılı moda fotoğrafçısı Laura Mars (Faye Dunaway), stilize şiddet temasını işlediği fotoğraflarının, şiddeti yücelttiği ve kadınları aşağıladığı gerekçesiyle eleştiri oklarına hedef olmaktadır. “Eyes of Laura Mars” isimli kitabının tanıtım partisinde editörünün öldürüldüğü haberini aldığında, katille kendisi arasındaki psişik bağlantının farkına varır: Cinayetler işlenirken olayı katilin gözlerinden görmektedir. İş arkadaşlarının esrarengiz ölümleri üzerine, soruşturmadan sorumlu polis dedektifi John Neville’le (Tommy Lee Jones) işbirliği yapan Laura, kurban olmadan önce gerçek katili bulabilecek midir? Irvin Kershner’ın yönetmenliğinde, senaryosu John Carpenter tarafından yazılan “Laura Mars’ın Gözleri”, hikayedeki manevralar ve sürpriz sonuyla döneminin öncü filmlerinden kabul edilirken, “giallo” tarzının Amerikan versiyonuna örnek teşkil ediyor. 70’lerin New York moda kültürünü şaşalı fotoğraf çekimi sahneleriyle yansıtarak izleyiciye görsel keyif sunan filmdeki bir diğer ilginç detay, tema şarkısı “Prisoner”ı seslendiren Barbara Streisand’ın, Laura rolü için ilk teklif götürülen aktris olması.