Dünya üzerindeki birçok ülke arasında refah seviyesi en yüksek yerlerden biri olarak bilinen Finlandiya’da geçen Fallen Leaves (2023), bu atmosfere tezat oluşturacak şekilde güvencesiz koşullarda, karın tokluğuna çalışan orta yaşlarda iki bireyi odağına almaktadır. Çalıştığı marketteki son kullanma tarihi geçmiş ürünleri çöpe atmak yerine yediği için işten atılan Ansa ile şantiyelerde çalışırken alkol tükettiği anlaşılınca kapı dışarı edilen ve sokaklarda yaşamak zorunda kalan Holappa’nın yolları bir karaoke barda kesişir. Hayatı hep bir adım geriden takip etmek zorunda kalmış ve gerçek anlamda ekmek parası kazanmak için oradan oraya savrulup duran Ansa ile Holappa’nın tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de yanı başlarında yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yaşattığı olumsuz atmosferle yüzleşmeleri gerekir. Fakat aşk, ne yoksulluktan ne savaştan ne de dur durak bilmeyen aksiliklerden çekinir.
Usta yönetmen Kaurismäki’nin proletarya üçlemesinin dördüncü filmi olan Fallen Leaves, güvencesiz çalışma koşulları, göçmen işçilik, savaş ve modern kent yaşamının bir sonucu olan yalnızlaşma gibi birçok önemli mevzuya oldukça naif bir yaklaşım sergiliyor. Her ne kadar Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle günümüzde ve muhtemelen Finlandiya’da geçen bir hikâye anlattığı bilinse de her anlamda zamansız ve mekânsız bir film sunan Kaurismäki, tüm filmografisinde olduğu gibi oldukça başarılı bir deadpan örneği sunuyor. Teşbihte hata olmazsa; hüzünlü bir romantik komedi olan Fallen Leaves, başta prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü olmak üzere birçok ödülün sahibi oldu.