Uluslararası film festivalleri esnasında bir araya gelen dünyanın önde gelen film eleştirmenleri Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu (FIPRESCI) çatısı altında ayrıca bir filme ‘en iyi film’ ödülünü veriyor. Federasyon genelde girişimci, atılgan sinemacıların gelecek vaat eden filmlerini teşvik etmek için ödülleri vermekte.
Bu yıl, Macaristan yapımı, László Nemes’in “Saul Fia” isimli film bu ödüle layık görüldü. Filmin prodüksiyonu esnasında karşılaşılan zorlukları yönetmen Nemes şöyle açıklıyor: “Çok zordu. Filmin finansmanına karşı bir sürü direnişle karşılaştık. İlk film tecrübesi olarak hemen derin sularda yüzmeye başladığımız doğruydu. Cannes gibi zorlu bir yerde yoğun bir ilk deneyim oldu. Gerçekten çok mutluyuz.”
Film, Auschwitz ölüm kampında Naziler tarafından kurulan gaz odalarında Yahudilerden oluşan birimde çalışan Saul Auslander’in iki gününü konu alıyor. Saul, oğlu saydığı bir çocuk için haham bulup uygun bir cenaze töreni yapmak gibi imkansız bir göreve kendini adar.
Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu (FIPRESCI) bu yıl 90. kuruluş yıl dönümünü kutluyor. Federasyon’un Başkanı Alin Taşçıyan seçilen filmlerden oldukça memnun: “Saul’un Oğlu filminin FIPRESCI jürisi tarafından bu yarışmaya katılan en iyi film seçilmesi doğru bir tercih. Ben de jüri arasında olsaydım tercihim bu filmden yana olurdu. Yaratıcı ve ayrıca ilk film çalışması olarak yeterince büyük bir film olmuş. Yani film, FIPRESCI’nin yeni film yapımcılarını keşfetme fikrine tamamen uygundu.”
FIPRESCI’nin Paralel Bölümler Ödülü ise Eleştirmenler Haftası’nda Büyük Ödülü de kazanan Santiago Mitre’nin “Paulina” isimli filmine verildi.
Filmin konusu şöyle: 28 yaşındaki Paulina’nın avukatlık kariyerinin en parlak zamanında Arjantin’in fakir bir bölgesinde öğretmenlik yapmaya karar vermesi. Paulina, öğretmenliğe başlamasından sonra aralarında öğrencilerinin de olduğu bir grup genç tarafından saldırıya uğrar. Ancak kadın tüm bunlara rağmen idealine sadık kalmaya ve görevini yerine getirmeye çalışır.