The Girl with All the Gifts (Yön. Colm McCarhty, 2016)
Uzak(!) bir gelecekte salgına dönüşen bir tür mantar hastalığı, insan beynini ele geçirerek tüm fizyolojiyi değiştirir ve insanları birer zombi hâline getirir. Bir grup bilim insanı da bu hastalığı taşıyan, ancak ona karşı savunma mekanizması oluşturmuş çocukları bir merkezde toplayarak hastalığın seyrini anlayabilmek için üzerlerinde deneyler yürütür. Bu bilim insanları arasından Dr. Helen, hastalığı taşıyan potansiyel birer zombi olsalar da çocukların içindeki insanî değerleri korumak ve tekrar ortaya çıkarmak için onlarla elinden geldiğince yakınlık kurmaya çalışır. Ne var ki bu çabası, insan benliklerini çoktan yitirmeye başlamış çocuklarda etkisini fazla göstermezken çocuklar arasında Melanie adlı bir öğrencisi, doktorun umudunu yeniden filizlendirir. Melaine, diğer çocuklar gibi değildir; benliğini ele geçiren vahşi dürtüleri kontrol edebilmektedir ve bu şekilde bilim insanlarına yardımcı olmaya çalışır. The Girl with All the Gifts, türü içerisinde benzersiz denemeyecek pek çok klasikleşmiş sahneyi barındırsa da insanların bir kez “öteki” sıfatını taşıdıktan sonra nasıl yabancılaştırıldıklarını, üzerlerinde acımasız deneyler yürütülebilecek kadar insanlıktan uzaklaştırıldıklarını gözler önüne seriyor.