Isabelle Huppert, yaklaşan Venedik Film Festivali’nin ana jürisine başkanlık edecek. Saygıdeğer Fransız aktörün, Venedik Ödülü’nü kazanması sebebiyle Lido ile uzun süredir devam eden bir ilişkisi var. Isabelle Huppert, ilki 1988’de Story of Women ve ardından 1995’te La Cérémonie ile olmak üzere iki kez En İyi Kadın Oyuncu Dalında Volpi Kupası ödülüne layık görüldü; her iki film de Claude Chabrol tarafından yönetildi.
Chabrol‘la toplam sekiz film çeken Huppert‘ın, 1978’de Chabrol‘ün Violette filmiyle en iyi kadın oyuncu heykelciği ödülünü kazandığı Cannes Film Festivali ile de yakın bir bağı var. 2001 yılında Huppert, Michael Haneke‘nin The Piano filmindeki sado-mazoşist müzik profesörü rolündeki gösterişli performansıyla Cannes‘da ikinci en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı. 2005 yılında Huppert, Patrice Chéreau‘nun çökmüş bir evliliği konu alan draması Gabrielle’deki başrolü nedeniyle Venedik tarafından Özel Altın Aslan ile onurlandırıldı.
2017 yılında Paul Verhoeven imzalı Elle filmindeki saldırganın izini süren bir tecavüz kurbanı rolüyle ilk Akademi Ödülü adaylığını kazandı ve bu rolüyle Altın Küre ve Bağımsız Ruh Ödülü’nü de kazandı. Huppert, 2022’de Berlin Film Festivali tarafından Onursal Altın Ayı ile kutlandı.
Venedik sanat yönetmeni Alberto Barbera bir açıklamada: “Isabelle Huppert muazzam bir oyuncu. Zorlu, meraklı ve büyük bir cömertliğe sahip” dedi.
Barbera devamında: “Çok sayıda büyük film yapımcısının ilham perisi, kendisini hikayelerinin ideal yorumcusu olarak gören genç veya o kadar da ünlü olmayan yönetmenlerin davetlerinden asla kaçınmadı. Kendini sürekli tehlikeye atma konusundaki muazzam istekliliği, sıra dışı zekasının bir göstergesi, sinemaya coğrafi ve zihinsel sınırların ötesinde bakabilme yeteneğiyle birlikte, onu böylesine tüm dünyaya açık bir festivalde ideal bir Jüri Başkanı yapıyor” diye ekledi.
Barbera sözlerini: “Önümüzdeki aylarda sinema ve tiyatroda karşı karşıya kalacağı birçok sorumluluğun bilincinde olarak, bu pozisyonu kabul ettiği için kendisine çok minnettarız” diyerek tamamladı.
Huppert da festivalle ilgili: “Bu festivalin uzun ve güzel geçmişinde ayrıcalıklı seyirci olmak bir onurdur. Sinema her zamankinden daha fazla bir vaat haline geldi. Kaçma, bozma, şaşırtma, dünyaya iyice bakma vaadi, zevklerimizin ve fikirlerimizin farklılıklarında birleşti.” açıklamalarında bulundu.