‘‘Sevgi yüzünden, bizim ailedeki hiç kimse istediği yere gidemiyordu’’ der bir kitapta. İşte George’un hikayesi de aynı bu cümledeki gibidir. Hayatı boyunca dünyayı gezip görmeyi hayal eden genç adam, sırf ailesine olan bağlılığından ve babasının kendi kurduğu işi ona emanet etmesinden ötürü yaşamını, Bedford Falls Kasabası’na çakılı olarak yaşamıştır. Amcası yüzünden uğruna hayallerini rafa kaldırdığı şirketin, iflasın eşiğine gelmesi ve borcun ödenmemesi durumunda hapse atılma tehlikesiyle karşılaşan George, çok sevdiği eşi ve çocuklarının onsuz daha mutlu olacağına karar vererek hayatına son vermek isteyecektir. George’un,‘’ben olmasaydım herkes daha mutlu olurdu.’’ düşüncesi bir melek tarafından duyulacak ve bu da meleğin, o olmasaydı kasabanın nasıl bir yer olacağını genç adama göstermesine neden olacaktır. Amerika’da hemen hemen her Noel gösterilen film, James Stewart ve Donna Reed gibi usta oyuncuları buluştururken, yönetmen koltuğundaki usta isim, Frank Capra’nın insanın içini ısıtan görüntüleriyle unutulmayacak bir seyir sunmaktadır.